İyi Günler, Öküz veya Hayvan Var mı?
“İyi Günler, Öküz veya Hayvan Var mı?” Kadıköy’de beş, altı sahafa bu soruyu sordum. Hafif huzursuzca, çünkü tanımadığım insanlara öküzOkumaya devam edin
“İyi Günler, Öküz veya Hayvan Var mı?” Kadıköy’de beş, altı sahafa bu soruyu sordum. Hafif huzursuzca, çünkü tanımadığım insanlara öküzOkumaya devam edin
1989 yazı. Dünyanın en keyifli rakı içen adamı amcam Müslüman olduğunu hatırlamış ve Umre’ye gitmeye karar vermiş. Pastanemizi babamla ortakOkumaya devam edin
Kulaklarımın arkasından çıkan iki tutam kırmızı bukleyi hevesle düzeltiyorum. Yeni boyattım, özene bezene. Kulak arkasından iki parça. “Büyülü kızıl” mı,Okumaya devam edin
Yetiştirmeden mezunum ben. Kurs gibiydi bu. Kursun da üstü gibi ama. Nasıl oluyor şimdi bu kurs, o zamana göre? SanaOkumaya devam edin
Upuzun sokaklardan birinde, tam köşede bodrum katta bir dükkân. Dükkân dediğime bakmayın, kapısı sokağa açılan evden bozma bir oda aslında.Okumaya devam edin
Üniversiteye başladığımda yeni arkadaşlarım da olmaya başladı. Çoğu başka şehirlerden gelmişti, yurtta veya birlikte tuttukları bir öğrenci evinde kalıyorlardı. ŞanssızlıkOkumaya devam edin
Masamdaki kitapları kaldırıyorum, yer açıyorum. Saate bakıyorum, Selin geç kalmış, çok dakiktir aslında. Balkona çıkıyorum, evimizin girişi bu balkondan. MutfağımızOkumaya devam edin
Ablam resimler yapıyor, öyle de güzel resimler ki. Bittiklerinde gösteriyor bize: -Bak oldu mu? -Ne güzel! Oluyor hepsi oluyor. GeyiklerOkumaya devam edin
Babam gideli iki yıl olmuş, evde herkes kendi halinde. Evimizin dört odası var. Her odanın kapısını açtığımda kitap okuyan birileriniOkumaya devam edin