Sobe
Kendimi bildim bileli yazıyordum, ama neden bilmiyorum yazdıklarımı kendime saklıyordum. Belki duyulmaktan korkuyordum. Evet evet, duyulmaktan korkuyordum. Yıl 2009, birOkumaya devam edin
Kendimi bildim bileli yazıyordum, ama neden bilmiyorum yazdıklarımı kendime saklıyordum. Belki duyulmaktan korkuyordum. Evet evet, duyulmaktan korkuyordum. Yıl 2009, birOkumaya devam edin
Bildiğim her şeyi anneannem anlattı bana. Ayva reçelini kırmızı yapmayı, öğrenmenin kutsallığını, aşkın cinsiyetinin olmayacağını (evet, anneannem tıpkı böyle demişti),Okumaya devam edin
Ben Yaşar Teyze’yi bir hastanenin psikiyatri servisinin açık koğuşunda tanıdım. Alzheimer hastasıydı, tüm gününü göbek atarak veya resim yaparak geçiriyordu.Okumaya devam edin
Görüntülü konuşmalar benim için çok zordu. Hele ki kalabalık olanlar. O programları kullanmak, yüzlerini tam seçemediğim insanlar tarafından görülmek, iletişimOkumaya devam edin
Ben pek uyuyamam, hastane odalarında ise hiç uyuyamam. Psikiyatri servisi, kapalıdaydım. İkinci yatışımdı. İkinci iyileşme çabamdı. Psikiyatri servisi hem kendimiOkumaya devam edin
Kalabalık yollar beni korkutuyor. Çok korkutuyor. Düz bir hatta karşıdan gelenler üstüme üstüme yürüyor sanki; benimle aynı yönde yürüyen erkeklerOkumaya devam edin
Ben yıllarca yaptığım resimler ilkokuldaki canım resim öğretmeniminki kadar gerçek olsun diye uğraştım. Renkler öyle canlı olsun. Siyah siyahlığını, maviOkumaya devam edin