Kalabalık yollar beni korkutuyor. Çok korkutuyor. Düz bir hatta karşıdan gelenler üstüme üstüme yürüyor sanki; benimle aynı yönde yürüyen erkekler fazla yakın geliyor, tehdit gibi.
Yürümek bir mücadeleymiş gibi hissediyorum ama ben mücadele etmek istemiyorum ki. Yolda olmak istiyorum sadece. Gökyüzündeki bulutu yavru köpeğe benzetmek istiyorum. Ağaçların dallarına bakmak istiyorum. Huzur istiyorum.
Kalabalık yollarda korkmaktan yoruldum. Erkeklerin hadsiz bakışlarından, insanların birbirine çarpıp özür dilemeye gerek duymamalarından, diğerlerinin sesini bastırmak için bağırmalarından yoruldum. Kendimi yalnız hissetmekten yoruldum.
Bir an, korkunun yorgunluğunun arasında cesaretimi toplayıp içime baktım. Bir an.
Dört yaşımda annemlerin beni kocaman bir lunaparkta unuttuğu günü yakaladım içimde. Durdum çarpışan arabalara baktım o gün. Yürüdüm dönmedolabın yanına gittim, balerine götürdü sonra yol beni. Korku tünelinden kahkahalarla çıkan insanları izledim. Çok neşeliydi insanlar. Nasıl da eğleniyorlardı! Neşeleri bana da bulaştı. Huzurluydum kalabalık yollarda oyuncakların arasında.
Dört yaşındaki ben kalabalık yollarda yürüyebildiyse korkmadan, neşesini paylaşabildiyse insanların, bunda huzur bulabildiyse ben de yapabilirim. Bunu bütün kalbimle istiyorum. Çünkü yürümek istediğim yollar var. Biliyorum yollarda huzur var. Dört yaşındaki beni de alırım yanıma hem korkmadan yürürsem, lunaparka götürürüm onu. Akşam gideriz; rengârenk ışıklı oyuncaklar arasında rengârenk şeker de yeriz isterse; neşemiz diğer insanlara bulaşır. Korku tüneline gireriz arabada el ele, korkuyu tünelde bırakırız; kahkahalar atarak tünelden çıkarız.
Tünelde kalan korkuya inat dışarda her yerde huzur var. Gidilecek ne çok yol var.
Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
“Lunapark&rdquo için 1 yorum