Anneannemin Hiç Gerçekleşmeyen Üç Ölümü
Rahmetli anneannem sağlığı konusunda çok hassastı; adeta bir nohut üstünde prenses, marulun dikeni eline batan bir nazenin, sofrada birinin çatalıOkumaya devam edin
Rahmetli anneannem sağlığı konusunda çok hassastı; adeta bir nohut üstünde prenses, marulun dikeni eline batan bir nazenin, sofrada birinin çatalıOkumaya devam edin
60’lı yılların başı. Teyzem altı yaşlarında o sıralar. İstanbul’da üç katlı bir apartmanda oturuyorlar. En üst katta ev sahipleri oturuyor:Okumaya devam edin
Bir insan ömründe kaç evde yaşar? Kaçı gerçekten evdir, kaçı gelip geçici bir barınma yeri? Doğmadığım halde, babamın nüfus müdürüOkumaya devam edin
Deterjan çok pahalıydı, masraf olmasın diye soda ile kaynatıyorduk çamaşırı, taş soda. Kaya soda da derlerdi, kelle kelle olurdu. AtıyordukOkumaya devam edin
Bir fikir. Şenlik’te yazılanların geçtiği yerleri harita üzerinde göstersek mi? Olur mu? Olur. Bir deneyelim. Her işimiz böyle, etrafta fikirlerOkumaya devam edin
Yok hayır, o mis kokulu yeşil bitki değil bahsedeceğim, bu “Fesleğen” başka “Fesleğen”… Çocukluk yıllarımda annemin teyzesinin Niğde’nin neredeyse merkezinde,Okumaya devam edin
“İhtilal oldu Mayıs’ta 60’ta, duruşmalar başladı o yıl, bir sene de devam etti. Yassıada saatimiz vardı bizim de. Köydeki kadınlarOkumaya devam edin
1950’lerin sonu, 60’ların başı. Anneannem on üç, ablası on dört yaşında. Aydın’da bir tütün mağazasında çalışıyorlar; birbirine yapışık olan tütünleriOkumaya devam edin
Suat Hanım babanem. Herkes mi sever bir insanı? Hiç mi olumsuz bir şey söylenmez biri hakkında? Böyle bir kadın. Aksaray’daOkumaya devam edin
Annemle babamın gençlik yıllarında çayır çimene, pikniklere gitmişlikleri var, bazı fotoğraflardan anlaşılıyor, anlatıyorlar da. Sonrasında babam Anadolu’daki görevleri sırasında kazalaraOkumaya devam edin