Yetiştirmeden mezunum ben. Kurs gibiydi bu. Kursun da üstü gibi ama. Nasıl oluyor şimdi bu kurs, o zamana göre? Sana diploma veriyorlar. Milli Eğitim Bakanlığına bağlı. Şimdiki hani İşkurlar var ya onlar gibi. Babaeski’de.
Ben çok parlak bir talebeydim. Bir hocam vardı, Hikmet Hanım diye. Ben Kepirtepe Öğretmen Okulunu istiyordum. Hikmet Hocamın tavsiyesi ile sınavlarına girdim, kazandım. Beni yetiştirdi yani Hikmet Hanım, bu sınavlara hazırladı. Ama biz babama söylemedik bunu, sınavlara girdiğimi, kazandığımı. Sene 1952.
Sonra Hikmet Hoca Hanım geldi bir gün bize: “Hakkı Usta ben çok iyi bir talebe olarak yetiştirdim, Kepirtepe Öğretmen Okulu’na verelim Gül’ü.” dedi. “Yok…” dedi babam önce, “Bakarız, düşünürüz.” dedi sonra da.
Aradan birkaç zaman geçti. Babam geldi bir gün. Kahvede söylenmiş Kepirtepe’de kızların lağımı tıkanmış.[i]Lağım denirdi ya o zamanlar, kanalizasyon yerine Bunları kahvede anlatan adam açmaya gitmiş. Böyle böyle, çocuklar çıkmış oradan!!!
Babam bunu duyunca, tabi o zamanın adamı, ne kadar aydın olursa olsun, “Yok.” demiş “Ben kızımı katiyen göndermem.”
Sabah oldu, babam gitti işe, annem dedi ki:
-Kızım baban razı gelmiyor.
-Anne ben kazandım! Ne olacak?
-Katiyen göndermez kızım.
Ben ağlayarak gittim Hocama. “Hocam…” dedim “Babam böyle böyle duymuş, onun için beni göndermiyor.” dedim, ağlıyorum tabi.
Sonra akşam oldu Hikmet Hoca Hanım geldi babama. “Yok Hoca Hanım seni kırmak istemem ama ben okutmayacağım.” dedi babam. “Okumasını istemiyorum, ben onu terzi yanına veririm. Bir meslek öğrenir, yine de vermem Kepirtepe’ye.” dedi. İkna edemedi Hikmet Hoca Hanım, babamı. Ben kaldım öyle.
Hâlâ daha içinde o sevgi var. Ne zaman gitsem Kepirtepe’ye gözüm hep bakar binaya. “Ah ben buraya gelecektim.” diye. O terbiyesiz adamın yüzünden ben gidemedim okula. İşte o adam gelmeseydi o gün… Benim istikbalimi o kapattı.
Sonra da bana Singer makine geldi.
Anlatan: Gül Dirayet
Yaş 83
Kasım 2021, Bostancı İstanbul
Görüşmeyi yapan: Kiraz Akın
Görüntü: Kepirtepe Köy Enstitüsü öğrencileri halk oyunları çalışmasında, kaynak.
Editörün notu: Köy Enstitüleri, Türkiye’nin koşullarını dikkate alan özgün bir sistem olarak 17 Nisan 1940’ta kuruldu. Kız çocukları, pozitif ayrımcılık yapılarak Enstitülere sınavsız alınıyordu. Buna karşın kız öğrenci oranı 1945 -46’da yüzde on kadardı. 1946’da Demokrat Parti milletvekilleri öncülüğünde Meclis’te ve bazı gazeteci ve yazarların öncülüğünde basında enstitülere yönelik bir karalama kampanyası başlatıldı. Enstitülerde komünizm propogandası, sınıf ayrımcılığı yapıldığı ve karma eğitim aracılığıyla ahlâka aykırı davranıldığı iddia edildi. Köy Enstitüleri ile ilgili karalama kampanyasının en acımasızı, Enstitü tuvaletlerinin “buralarda düşürülen çocuklar nedeniyle sık sık tıkandığı” yalanıydı. Fakat bu sadece enstitüler için değil, kız okulu, kız yurdu gibi kamusal yapılar için sürekli ortaya atılan bir yalan olageldi. Sizin de hafızanızda benzer bir anınız, ya da duyduğunuz varsa bu yazının altına yorum olarak ekleyebilir ya da yazı olarak bize yollayabilirsiniz. Bu anıda anlatılan Kepirtepe Köy Enstitüsü de, diğerleri gibi 1954’te kapatıldı.
Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
↑i | Lağım denirdi ya o zamanlar, kanalizasyon yerine |
---|
Fakir Baykurt’un çocukluk anılarında okumuştum bu asılsız söylentiyi. Akıl almaz bir kötülük. Çok üzücü.
Pingback: Sabahlık - Şenlik
Yıl 2013-2014 lisedeyim, Burdur KYK yurtlarında aynı sebepten tuvaletlerin tıkandığı söylentisi yayılmıştı…