O Pencere
Evden üniversiteme gidiş rotam hep sabittir. Her gün olduğu gibi, o gün de gelecek metroyu bekliyordum aynı istasyonda. Sıraya girdim;Okumaya devam edin
Evden üniversiteme gidiş rotam hep sabittir. Her gün olduğu gibi, o gün de gelecek metroyu bekliyordum aynı istasyonda. Sıraya girdim;Okumaya devam edin
Sarhoşum, Umutcan’ın omuzlarına abanı abanıveriyorum yine. – Çok yokuş bura, taşı beni. Kaç kere dedim, çok içeceksek bu kadar aşağıOkumaya devam edin
Bir kış gecesini soğuk, sakin, huzurlu bir İskandinav gibi geçirmek istedim. Dizilerde falan görüp özeniyoruz, dünya halleri zorlaştıkça insan kolayOkumaya devam edin
Kendimi bildim bileli yazıyordum, ama neden bilmiyorum yazdıklarımı kendime saklıyordum. Belki duyulmaktan korkuyordum. Evet evet, duyulmaktan korkuyordum. Yıl 2009, birOkumaya devam edin
Ofisteyim. İçimden “Ordunun Dereleri Aksa Yukarı Aksa” türküsünü söylüyorum. Ağacın tepesinden sesleniyorum Cemal’e. Bana erişemediği için kızgın bir halde pesOkumaya devam edin
Güneybatı İngiltere’de hanımeli kokulu, hafif esintili harika bir yaz günü… Kampüste bir konferansa katılıyorum, sabah toplantısından sonra akşam geri dönmekOkumaya devam edin
Bildiğim her şeyi anneannem anlattı bana. Ayva reçelini kırmızı yapmayı, öğrenmenin kutsallığını, aşkın cinsiyetinin olmayacağını (evet, anneannem tıpkı böyle demişti),Okumaya devam edin
Annemler Edirne’nin köylerinden birinde, bir yazlık sitesindeki bu eve yirmi senedir gidip geliyorlar, yaz aylarını burada geçiriyorlar. Ben ABD’de yaşıyordumOkumaya devam edin
Müziğine çok saygı duyduğum, az konuşan, keskin zekâlı müzisyen arkadaşım beni gündüz vakti, normal hattan Berlin’den arıyor. Bense araba ileOkumaya devam edin
Annelerimizin kuşağı kışa hazırlık işlerini hep ciddiye aldı, hep daha telaşlı, hep daha görev bilinciyle eylediler, ürettiler. Yoksulluğun öğretisiyle pişirdilerOkumaya devam edin