Buramıza Geldi
Adana’nın insana akli melekelerini kaybettirecek yaz sıcaklarından birinde kendimi birazcık da serinlemek amacıyla markete attım. Üç beş parça bir şeyOkumaya devam edin
Adana’nın insana akli melekelerini kaybettirecek yaz sıcaklarından birinde kendimi birazcık da serinlemek amacıyla markete attım. Üç beş parça bir şeyOkumaya devam edin
Cımbız veya iple alınmadan önce Hulusi Kentmen -ve az da olsa Atatürk- gibi kaşlarım olduğunu söyleyenler az değildi. Kaş, sonradanOkumaya devam edin
Mahallemi seviyorum. Kendimi neredeyse doğdum doğalı Kurtuluşlu gibi hissediyorum. Rum tersane işçilerinin kurduğu Dolapdere sırtlarındaki bu semt, Tatavla, şimdi dahaOkumaya devam edin
Bir mutfak, bir masa ve dört sandalyeden oluşur hikâyemiz. Bir de tabii sandalyede oturanlar. Evin bu alanını en çok HayaletOkumaya devam edin
Evden çıkarken sırtımda bez çanta. Sol elimde çöp torbası. Sağ elimde buzdolabı poşetine konmuş bir, iki buz. Evi terk edeliOkumaya devam edin
“Ben neredeyim?” Uzun süredir uykumdan bu soruyla uyanıyorum. Öncesi yok, sonrası yok, sadece “Ben neredeyim?” Bu durum bende merakla karışıkOkumaya devam edin
Rami’ye kütüphane yapılmış. Afili reklamlar dönüyor sosyal medyada, tarihi tonozlu mimaride, genişçe bir binada, şık, modern bir kütüphane. Merak edipOkumaya devam edin
Kısa zamandır tanıyoruz birbirimizi. Pazarda kurduğu tezgâha uğramışım, bir şeyler sormuşum. Esnaflığını sevmişim. Sonra da dükkânına gitmişim. Öyle anlık şeyler.Okumaya devam edin
“Aman Ayşeee, Karabağlar diye diye diye biz zaten karalar bağlamışız burada.” demişti karşı komşumuzun gelini Muradiye Abla. Yazdı galiba, yineOkumaya devam edin
Yıl 2009. Türkiye, Eurovision’a Hadise’nin o meşhur şarkısı ile katılıyor. Tabii, ağzımıza pelesenk olmuş tüm sözleri. Her yerde “Düm TekOkumaya devam edin