2000+

Bugün Benim Doğum Günüm

“Bazı kadınlar dünyaya üremek için gelir, bazıları üretmek için.”

Bu sözünden sonra kendisini yetiştirmesinden ilham aldığım, kendisini var etme şekline gıpta ettiğim arkadaşımın yüzüne bakakalmıştım. İçime bir ateş düşürmüştü, boğazımı düğümlemişti. Öyle ki bu ateş boğazımdan çıkamadığı için gözlerim yaşarıyordu çünkü bu ayrımın neresinde durduğumu, beni neden bu kadar öfkelendirdiğini bilmiyordum. Bir ayrım var mı, olmalı mı, onu da bilmiyordum. Oysa o, o kadar net ve inanmıştı ki bunu söylerken… Nasıl olabiliyor bu inanmışlık, diyordum. Böylesine alışık değildim.

Boğazımdaki düğüm çözülsün diye mi bilmiyorum, masadaki diğer kadın arkadaşlarımın gözünün içine tek tek bakıp cevabı bulmaya çalıştım. Ama onlar ne ara söndürdüğümü fark etmediğim pastamdaki mumlarla hemhaldiler. Ben ise o anda asılı kalmıştım.

Oysa pastamda “Geç kalmam (kaldı )” yazıyordu.

Evet, artık geç kalmayacaktım, evet, artık hiçbir şeye geç kalmayacaktım. Cevap vermekte, içimden geçeni söylemekte, öyle değil demekte…

Biramdan yudum aldım, bittiğini garsona işaret ettim ve yönümü arkadaşıma çevirip gözlerimi onun gözlerine diktim. Israrla onun gözlerini bekledim ve geldiğinde sordum: Bu ayrım niye!

Suratıma şaşkınlıkla bakıp “Anlamadım…” dedi.

-Kadınlar ya ürer ya üretir ne demek! Kendinden nasıl bu kadar emin olabiliyorsun? Sen bilirkişi misin!

“Ben… konuşuyorduk…” dedi ve içinde art niyet olmadığını anlatmak istercesine omzuma dokundu. Omzuma dokunması canımı sıktı, çünkü kendisini, durumu, o anı normalleştirmeye çalışıyordu. Garson birayı getirip “Afiyet olsun.” dediğinde diğerlerinin bize şaşkınlıkla baktığını fark ettim. Çıt çıkarmadan ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı.

Bu ortamda onun elinin omzumda olması bana mahcubiyet yüklüyordu ki ben mahcup olmak istemiyordum. Avazım çıktığı kadar “Size ne be!” diye haykırmak istiyordum. Kadınların neyi, nasıl yapacağından size ne?

Ama zihnim dilime, dilim bedenime sıkışmaya başlamıştı. Hissettiklerimi söyleyememek değildi durumumun kaynağı, o eşiği çoktan geçmiştim, sadece konuşmayı sonlandırmak ve biraz olsun uzaklaşmak istiyordum. Aidiyet duygumu kaybetmiştim sanki. O masa benim için flulaşmıştı. Bu ayrımı yapanın ilham aldığım bir arkadaşım olmasıydı galiba beni bu denli inciten.

Masadan uzaklaşıp tuvalete yöneldim. Tuvaletin önünde sıra vardı. Öfkemin şiddetini sırada önümde duran kadınla göz göze gelince fark ettim. Kadının dingin bakışları karşısında masada hissettiklerim apaçık ortaya çıkmıştı. Arkadaşlarımın ne hâlde olduklarını merak ettim bu hisle. Kendimi fark ettirmeden onlara baktım.

Yüzlerindeki mat ifade karşısında masanın ortasındaki pastanın janjanlığı abartılı görünüyordu. Mekânın cıvıltısı da eksilmişti sanki. Ama ben iki çift de olsa laf edebildiğim, öfkeme sahip çıkabildiğim, bu sefer gecikmediğim için sahiplendiğim bu öfkeyle hafiflemiş ve canlanmıştım.

Bugün benim doğum günümdü ve iyi ki doğmuştum.


 

Creative Commons Lisansı

Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

 

Bugün Benim Doğum Günüm&rdquo için 1 yorum

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: