2022 yazı, bir bavulla İstanbul’u terkedip Muğla’nın Dalaman ilçesine gelmişim. Hiç bilmediğim bu şehrin, bu küçük ilçesinde tedirgin adımlarla yürüyorum. Ara yollardan ilçenin merkezine çıkıyorum. Merkez küçücük bir yer. Yolları kaplayan derdimle yürümeye devam ederken, kısa ve kıvırcık saçları bembeyaz olan, irice bir kadın görüyorum. Etekleri işlemeli bordo bir elbise var üstünde. Takı tezgâhında sakince takı yapıyor.
Sanki onu, yüz yıl önce görmüşüm ve bana yardım etmiş gibi bir his doğuyor içime. Yavaşça yanına yaklaşıyorum, “Oturabilir miyim?” diyorum.
Gözlüklerinin üstünden şöyle bir bana bakıyor. İyice süzdükten sonra “Otur bakalım.” diyor. Tezgâhın kenarına oturuyorum. Derdimi, telaşımı anlar gibi bana zaman veriyor dinlenmem için. Yavaşça kafasını dizdiği kolyeden kaldırıp soruyor:
“Eee kimsin, kimlerdensin, nerelerden geldin?”
Hafifçe gülüyorum. İçimden geldiği gibi konuşuyorum onunla, beni anlayacağını biliyorum. İstanbul’dan gelişimi, evi terk edişimi, yaşadığım şeyleri anlatıyorum kısaca. Gözlerimin içine bakıyor gülümsüyor, tanıdık geliyor benim asiliğim ona galiba. O soruyor ben anlatıyorum. Hiç yargılamıyor. O sorgulamadıkça ben de daha çok açıyorum içimi. “İş lazım bana çalışmam gerek.” diyorum. “Şu an olduğum yerde kalma sürem kısıtlı, param da yok, hiçbir şeyim yok, bir bavulum var.” diyorum.
“Tamam,” diyor “Dert etme iş de bulunur, o kurduğun hayalleri de gerçekleştirirsin, evin de olur. Sen çıkmışsın ya bir kere yola, hiç merak etme her şeyi yaparsın sen, ben sende o cevvalliği gördüm.” diyor, gülümsüyor.
Bir ferahlıyorum.
“Sana hemen iş bulabiliriz, bak Parkomat işi var.” diyip arabaları ve orda fiş kesen kadını gösteriyor. “Şu arabalara bakacaksın, fiş keseceksin, arabalar çıkarken de parasını alacaksın. İşte bir şey yok, biraz yorucu ama hangi iş yorucu değil ki?” diyor.
Ben de kendimden emin bir şekilde “Ne olsa yaparım.” diyorum. Ben böyle diyince o hemen orada çalışan kadını çağırıyor.
Beni işaret ederek “Bu kızımıza iş lazım. Çok cevval, çok akıllı, bu işi de çok güzel yapar. Ben de kefilim.” diyor.
“Tamam.” diyor çalışan kadın “Yarım saat sonra şef gelecek konuşturalım sizi.”
Şef geliyor koşulları, işi konuşuyoruz. “Biz seni yarın denemek için alalım sonra karar verelim.” diyor.
Heyecanlanıyorum. Bir ses etmemle hızır gibi yetişen bu beyaz saçlı kocaman kadına bakıyorum. Gözümde bir anda Kibele heykeli canlanıyor. Önce ona sonra diğer kadınlara teşekkür edip kaldığım yere geçiyorum.
Ertesi gün bana söylenen saatte deneme için işin yapıldığı yere doğru yürüyorum. İş alanıma geldiğimde çalışma arkadaşlarımı görüyorum, tanışıyorum hepsiyle ve neon yeşili iş üstümü giyip çalışmaya başlıyorum. Onlar bana gösteriyor, ben hemen hızlıca kapıyorum ve uyguluyorum.
Kibele de hemen yan tarafımızda bizi izliyor. Arada yanına gidiyorum, konuşuyorum onunla. Sürekli destekliyor beni:
“Bu ilk günün, alışacaksın ve sen bile inanmayacaksın nasıl yaptığına.” diyor.
Gün bittiğinde şef geliyor ve deneme sürecini geçtiğimi söylüyor. Evrakları hazırlıyoruz. Sevinçliyim. Kibele’nin yanına gidiyorum ve anlatıyorum
“Kibele,” diyorum “İşi hallettik, bir de evimi bulsam çok feraha ereceğim. İnsanın varacağı bir evi olmalı sonuçta.”
“Merak etme bulacaksın. Biraz dişini sık, para biriktir, her şey yoluna girecek.” diyor. “Evet.” diyorum “Evi de bulacağım.”
Pazartesi olunca artık yeni işime başlıyorum. Böylece bir ay geçiyor. Her iş çıkışımda Kibele’nin yanına gidip onunla dertleşiyorum. Bir ay sonra Datça’da kendi evime çıkma fırsatı yakalayınca Dalaman’daki işi bırakmak zorunda kalıyorum ve Kibele’yi de.
Anlatıyorum ona, çıkacağım evin bahçesini, güzelliğini. Sevinçle dinliyor beni “Bak gördün mü, nasıl da başardın? Yanıma ilk geldiğinde nasıldın ama bak şimdi neler yaptın. Daha da yapacaksın, ben sana inanıyorum. Cevval kızım, kara kızım.” diye sevdikçe seviyor beni.
Ben de ona “Sen olmasaydın çok zorlanırdım.” diyorum “İyi ki çıktın karşıma.”
Artık gideceğim son gün geldiğinde vedalaşıyoruz. Sarılıyoruz. Bu ayrılış sadece fiziksel biliyorum.
Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
“Kibele misin?&rdquo için 1 yorum