1990'lar

Bostancı Dolmuşu

Ne zamandı, tam hatırlamıyorum. Pandemiden önce ve ben gençken olduğu kesin, herhalde üniversite yılları. O zamanlar geceleri Taksim’de eğlenmeye giderdik. Hem zaman değişikti hem ben. Eğlence, müzik, dans ilerleyen saatlere kadar sürer, eve dönme saati gelince yorgun argın, hele topuklu giyilmişse ağrıyan tabanlarla, Atatürk Kültür Merkezi’nin yanındaki uzun Bostancı dolmuşu kuyruğuna girilirdi. Hâlâ aynı sarı dolmuşlar var. Avrupa Yakası’nda oturmayan tüm gençler, o saatte bu dolmuş kuyruğunda olurdu. Tam araca binmeden önce görevliden gelecek, dikkatle cevaplanması gereken kritik soru, “Sahil mi, Minibüs Yolu mu?” idi. Dalar yanlış arabaya binersen yanardın, gecenin bir vakti  alakasız bir yerde, ıssız sokaklarda bulurdun kendini.

Yine öyle bir gün, arka dörtlü koltukta ortadayım. Kapı tarafındaki yanımda oturan kız, başını cama yaslamış uyuyor. Köprüden geçerken Boğaz’ın ışıkları her zamanki gibi ışıl ışıl. Anadolu tarafında oturmak bazen külfet, ama bu sayede her gün şu manzarayı görüyor olmak güzel.

Derken kız uyandı, kıpırdandı. Sağa baktı, sola baktı, yüzünü buruşturdu. Dizlerinin üzerinde duran gri, büyükçe kol çantasının saplarını tuttu, iyice sıktı, çantayı iki yana doğru açtı. Cüzdan veya mendil aramak için herhalde diye düşünürken, kafasını çantanın içine gömdü ve kustu. Hiçbir şey söylemeden, gözleri kapalı, başını kaldırdı, geriye yasladı, bir iç çekti. Dolmuşta benden başka kimse dönüp bakmadı.

Eve döndüğünde veya sabah o çanta nasıl temizlendi, hâlâ merak ederim.


Görüntü: Paul Klee

Creative Commons Lisansı

Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

 

Bostancı Dolmuşu&rdquo için 1 yorum

Bir Cevap Yazın

Şenlik sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et