2000+

Bir Ay

Doktordan randevu almam lazım, ama daha zamanı değil, bir ay bekleyeceğim. Hayatımın en uzun bir ayı olacağından henüz haberim yok.

Sabahları kalkıyorum, su içmem lazım, mutfağa giden yol uzuyor, önce bunu fark ediyorum. Yatakla mutfak arasında 11 adımlık mesafe bana artık çok uzun geliyor. Tam mutfak tezgâhının köşesini dönerken yalpalıyorum her defasında sanki, hafif bir baş dönmesi, sol yanımı vurup duruyorum aynı köşeye.

İşim gereği her gün okula gidiyorum. Derslere giriyorum, öğle yemeği yiyorum, arada çay içiyorum. Okula giden otobüs geç kalıyor sanki, bakıyorum saate binince, yok zamanında gelmiş. Hava da sıcak, sıcakta olanlar, her bir olay, zaman esniyor sanki. Esniyor, genişliyor, zamana bir haller oluyor. Zihnimde düşünce balonları oluşuyor ara ara, kocaman balonlar, içlerine hava basılıyor sanki, ha bire büyüyorlar, patlama sesi de olmadan hop kayboluyorlar bir anda. Hasta gibi miyim ben? Yooo değilim!

Dersler üç saat sürüyor, arada molaya çıkanlar oluyor sınıftan, karnı acıkan yemek alıp gelip devam ediyor derse. Onların çıkışlarını, geri dönüşlerini seyrediyorum. Derste tartışmalar, görüşler, eleştiriler, bence şöyle, bence böyleler… Kimsenin fikriyle zerre ilgilenemiyorum. Keşke derslere hiç girmesem, keşke bu dersi hiç vermesem ben şu an.

Not almak için kalemimi kâğıda değdirdiğim anlar var, öncesinde hiç farkında varmadığım anlar bunun gibi. Sanki her an bir önceki ve sonrakinin içine geçerek, birbirinden tam da kopamayarak uzayıp uzayıp gidiyor. Çay içtiğim kafede bahçede oturduğum bir an kalmış hafızamda bir de. Bana doğru gelen bir kadın, bir erkek, sohbet ediyorlar, bana doğru geliyorlar, ama sanki giderek yavaşlıyor adımları, yakınlaştıkça uzaklaşıyorlar, gözlerimi ovuşturuyorum, bir türlü varamıyorlar yanıma. Yanlarına koşmak istiyorum, aradaki mesafe kapansın bir an önce. Ara ara başımın dönmesini de bu tuhaf, kronik ağır çekim durumuna veriyorum artık. İnsanlarla ilişkim değişiyor, sesleri dinliyorum boğuk, derinden gelen sesler, etrafımızda duymadığımız ne çok ses varmış.

Bir ayın son gününe geldik, ertesi gün doktor randevusu var. Nasıl olacak, nasıl olacak, ne diyecek doktor?

Gece erken yatıyorum, elimde kitap. Aynı sayfaya son on gündür bakıyorum, bir cümle ilerleme umudum yok da, artık sayfaya boş bakma âdeti edinmişim, ne var bu gece de bakayım! Çabucak kapıyorum kitabı, ışığı. Başımı yastığın altına, pikeyi yastığın üstüne kapıyorum. Saatler geçiyor, yastığın altında nefes alamayarak, pikeyi üstümden atarak, fırlayıp 11 adım sonra suya kavuşarak, bir terleyip bir üşüyerek, çok garip bir geceyi bölük pörçük uykuyla tamamlıyorum. Saat dokuzdaki muayeneye yedide hazırım. Ne giyeceğime kafa yormuşum uzun uzun, kahvaltı etmişim, saçımı taramışım. Evet gidebiliriz.

Araba ile 15 dakika sürecek yol, yarım saat sürüyor. Zamanın esnemesinden değil ama, trafikten. Gitmiyor arabalar, ilerlemiyor kimse, yol uzuyor. Hastanenin parkında yer yok, yan sokaklardan birine bırakılıyor araba. Buralar biraz sisli puslu, tam hatırlamıyorum ayrıntıları. En net hatırladığım, doktorun lafı da bir türlü bitmek bilmiyor. Sorular soruyor bana: “Şu var mı, bu var mı, bilmem neye baktık mı?” Ve olan oluyor, bir aydır taşıdığım ağırlık altında tam o an saçmalıyor bedenim. Doktorun her sorusundan sonra tuvalete gidiyorum, her cevabımı tuvalet dönüşünde veriyorum. Doktorun minik odası ve tuvalet arasında yedi defa gidip geliyorum, sürekli çiş yapıyorum. Doktor “Normal.” diyor, durmuyor üstünde. Stres altında çok çalışırmışmış mesane. İyi de, odaya giremiyorum, tuvalete koşuyorum gene.

Muayene odasına giriyoruz sonunda, masaya yatıyorum, hazırlıklar yapılıyor, ekran açılıyor. Anlaşılmaz bir görüntü ve odayı dolduran bir ses. Bedenimde iki kalp atıyor! Benim olmayan benimkinden çok daha hızlı atıyor, odada duyuyoruz sesini. Yolundaymış işler. Zaman normal haline dönüyor birden, bir daha da böyle ağır geçiş yaşamıyorum.


Creative Commons Lisansı

Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansıile lisanslanmıştır.

Bir Ay&rdquo için 1 yorum

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: