Dünyadaki ilk arkadaşım Yağmur, oyuncaklarını toplayıp kendi evine gitmişti (ki evi hiç uzak değildi, hemen karşı apartmanda oturuyorlardı). O gidince ben de salona, annemlerin yanına geçtim . Alt kat komşumuz Janet Teyze gelmiş, Türk kahvesi içiyorlardı. Annemin yanına oturdum. Onlar kendi aralarında sohbet etmeye devam ederken ikisinin de bacak bacak üstüne atmış olması dikkatimi çekti. Daha önce böyle oturan birini görmemiştim!
Koltukta biraz doğruldum. Bacaklarım yere değmiyordu zaten ama dizimin arkası da dümdüz uzanıyordu koltukta. Onlar gibi oturabilmek için bacağımı doğru yerden bükmem lazımdı ve tam olarak öyle yaptım.
Olmuştu, onlar gibi bacak bacak üstüne atmıştım!
Oturuşumu değiştirdiğimi gören ilk Janet Teyzem oldu. Önce her zamanki kahkahasını attı, sonra o çok sevdiğim sesiyle “Ayol sen böyle oturamazsın daha. Büyük kadınlar atar bacak bacak üstüne. Büyüyünce oturursun sen de bizim gibi. Normal otur sen şimdi.” demiş ve yine bir kahkaha patlatmıştı.
Bunu duymak çok üzmüştü beni, çünkü ben de öyle oturmak istiyordum. Hatta Yağmurlara gittiğimde (birbirimize sırayla gidip geliyorduk) ona da böyle oturmayı öğretmek istiyordum. Ama şimdi bunun için büyümek gerektiğini öğrenmiştim. Demek ki bacak bacak üstüne atabildiğim anda büyümüş olacaktım.
İlk ne zaman bacak bacak üstüne atarak oturmaya başladım hatırlamıyorum, ama artık Janet Teyzem bize, annemle Türk kahvesi içmeye geldiğinde, hep birlikte bacak bacak üstüne atıp hiç bitmesini istemediğim sohbetler ediyoruz.
Görsel: Banu Akkalkan
Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansıile lisanslanmıştır.
“Bacak Bacak Üstüne&rdquo için 1 yorum