2000+

Oyalanıyoruz İşte

Karşımda yaşça büyük, hayatta kendine “yer edinmiş”, yaptığı işle “saygı gören” bir erkek olduğu için mi neden bilmiyorum “Oyalanıyorum işte…” diyorum bana yöneltilen “Peki sen neler yapıyorsun?” sorusuna. Sözcükler ağzımdan çıktığı an şok içinde bakıyorum kendime. Bir anda kendim kendimden çıkıp bir dış göze, tepede bir yerlere yerleşmiş bir kameraya dönüşüyorum sanki.

Cemre ne yaptın? Niye öyle yaptın kız? Hayatını veriyorsun ya o tezi yazıcam diye sen, geceni, gündüzünü, saatlerini. Anlatsana sen de şu bey gibi… İzleyesim gelmiyor konuşmanın devamını. Sözcüklerim büyüyor büyüyor. Geri çarpıyor bana. OYALANIYORUM İŞTE! OYALANIYORUM. İŞTE. OYALAN… OYALA… OYA. Çemberimde gül oya, gülmedim doya doyaaa. Ah Cemre’m ah!

Karşı taraf ne yoğun, ne büyük, ne önemli işler yaptığını anlatıyor bana. Ben oyalanıyorum. Altı üstü bir tez işte, o yazsa öyle olmayacak ama eminim. O asla oyalanacak birine benzemiyor. Ben oyalanıyorum işte, n’apayım? Zaten benim annem de oyalanır hep. Teyzem de. Koca koca tablolar yapardı Kiraz Teyzem kendine, kolajlar, kırkyama işleri, işlemeler… Ev dediğimiz yeri, tutsak olduğu zaman-mekândan kurtarıp bulaşıktan, çamaşırdan, ne bileyim toz almaktan falan işte, bir sergi alanına çevirirdi, oyun alanına. Sözüm ona tozundan, pisliğinden yakınırlardı teyzemin evinin, ben hayranlıkla tablolarına bakardım onun. Biten, bitmeyen, yarım, henüz başlanmış projelerine. “Yeni projem…” diye anlatırdı bazen teyzem. “Projem” derdi. Severdim projem demesini. Önce şevkle anlatırdı, gözleri parlaya parlaya… Sonra da bir “Oyalanıyorum işte.” yapıştırırdı o da sonuna şak diye. Benim gibi. Yahut ben onun gibi.

Bu “oyalanıyorum işte”lerde ne çok sahiplenilemeyen arzu var. Ayol artistsin sen teyzem! Gönlümün artisti! Yok yok, basbayağı artist! Sanatım desene sen de şu karşımdaki adam gibi: “Sanatım!! Sinemam! Benim sinemam!”

Of keşke oyalansanız siz de beyefendi, abartmadan bu sözüm ona “yaratma” eylemini. Ayrıca seninki “yaratma” da benim teyzeminki neden “oyalanıyorum”?

Karşı taraf ne yoğun, ne büyük, ne önemli işler yaptığını anlatıyor bana. Ben kendi cevabımdan bu yana masada değilim, kopuyorum masadan. Belki de bana zaten yer yok o masada. Karşımdaki dolduruyor da dolduruyor masayı, anlatıyor da anlatıyor. Ne kadar önemli hepsi, ne kadar hayati. Bir kere bile oyalanıyorum demedi beyefendi, “Uğraşıyorum işte.” bile demedi. Vay be!

Masa da masaymış ha, bana mısın demedi bu kadar yüke.


Görsel Banu Akkalkan‘ın çalışması.

Creative Commons Lisansı

Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Oyalanıyoruz İşte&rdquo için 1 yorum

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: