Bir yıl önce yazdığım gündelik bir nota denk geliyorum telefonumda: Süt, yulaf ezmesi, temizlik bezi.
Ben aslında notlarımı kâğıda alırdım eskiden ya da bir deftere yazardım ama şimdi telefonuma yazıyorum herkes gibi ve daha kötüsü silmeyi unutuyorum. Şimdi düşününce çok da kötü gelmiyor kulağa, hızlıca geçip gittiği için sürekli dert edindiğim bu yaşamda artık geçen yıl bugün neyi dert edindiğimi biliyorum. Süt, yulaf ezmesi ve temizlik bezi.
Notun yardımıyla hafızamdan çoktan uçup gittiğini düşündüğüm her ne varsa ufak ufak beliriveriyor gözümde. Mutluluğum ikiye ve daha birçok parçaya bölünüyor. Sadece kendi bölünse yine iyi, beni de bölüyor. Baştan aşağı, hazır olmadığım bir şeyin içine düşüyorum. Nerede o gün aldığım yulaf ezmesi ve temizlik bezi?
Hayatımda ilk defa buna ağlıyorum. Benim ama zaten hayatımda en küçük şeyler için ağladığım bir ilk an vardır hep. Yine de içimde bir yerde bir süredir dokunmaya korktuğum neyim varsa hepsi alaşağı oluyor. Bir yer arıyorum bu hisse, onu kapatıp kaçabileceğim, peşimden gelmeyecek bir yer. Buluyorum da.
Bir apartmanın, kim bilir belki adı konmamış bir konağın giriş katına bırakıyorum bütün korkularımı, pencerelerinde korkuluklar olan.
Yulaf ezmesi ve temizlik bezinin de bir hikâyesi oluyor böylece. Ah bir de sütün. Bana biçilen sondan çıkarıyorum onu ya da biçilmek istenenden.
Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
“Yulaf Ezmesi&rdquo için 1 yorum