1990'lar 2000+

Saçlar ve Acil Durumlar

Babaannem kısa saç sever. Sürekli kısa saçın ne kadar iyi ve kullanışlı olduğunu söyler durur. Küçükken onun yüzünden hep kısaydı saçım, oğlan çocuğu gibi. Babannem “Saçın uzamış.” derdi, ben de kestirirdim.

Hatta bir keresinde vesikalık çektirecektik de saçımı düzeltmek için kadın kuaförüne gidememiştim; babam erkek berberine götürmüştü beni.

Üç kız çocuğu torun arasında bir tek benim saçım kısaydı. Diğer iki kuzenimin anneannesi olan babannemin sözü, bir tek benim saçıma geçerdi. Ah şu babaannem…

Ergenlik yıllarımla beraber saçlarım da isyanıma ortak oldu. Uzadıkça uzadılar. Kuaför hataları dışında lise ve üniversitenin ilk yıllarında hep uzundu saçım. Üniversiteye gelip kendimi ve bedenimi tanımaya başlayınca kısa ve küt kestirdim saçlarımı. Bu sefer “Kestir.” diyen olmamıştı ve ben çok sevmiştim.

Yıllardır nerdeyse hep aynı boyda saçım. Üniversite bitip de yaşıtlarımın evlilik haberleri gelmeye başlayana kadar da kısa saçın ne kadar iyi olduğunu duymaya devam ettim. Fakat sonrasında bir şeyler değişti. Babannem kısa saça güzelleme yapmaya devam etse de artık “Azcık uzatsan mı?” demeye başladı. Düğünlerde saçlarım uzun olmalıydı ki yaptırabileyim, çünkü kısa saç ‘’yaptırılamıyordu.’’

Güzel olmak için de illa uzun saça ihtiyacım vardı.
Bekâr ve genç bir kadının saçları uzun olmalıydı.
Kısa saçla kadın olamıyordum.
Yakın akrabaların düğünleri önceden haber veriliyordu bana.
Saçımı kestirmeyeyim, uzatayım diye.
Ah şu saçlar…

Bir kaç yıl önce kafama esti, gittim daha da kestirdim saçlarımı. Oğlan çocuğu gibi. Hem çocukluğumla barışmak için hem de bana ait olan saçıma sürekli karışanlara karşı küçük bir direniş olarak.

Memlekete ilk gidişim bayramdı. Beni görenlerin ilk sorusu ‘’Neden?’’ oldu. Kısa saçın illa bir nedeni olmalıydı. “Çok yıpranmıştı, aşırı dökülüyordu, ondan kestirmek zorunda kaldım.” desem sanki rahatlayacaklardı. Demedim. ‘’Canım istedi, kestirdim.’’ dedim.

Babamın kuzeni Sevim Abla dışında da kimse ‘’Kestirmeseydin keşke.’’ dışında bir şey demedi. Yirmi yıla yakın süren evliliğini kötü bir biçimde sonlandırmış olan Sevim Abla beni ilk gördüğünde, ‘Nasılsın?” demeden, “Neden?” dedi.

‘’Neden kestirdin saçını?’’

“Öylesine…” deyip geçiştirdiğimi düşünürken, ‘’Ya acil bir şey olursa?’’ sorusu geldi.
Saçımın kısa olmasıyla nasıl bir acil durum olacaktı?
“Canım işte düğün, nişan olursa diye dedim.” dedi.
Ah şu evlilik baskısı…


Creative Commons Lisansı

Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Saçlar ve Acil Durumlar&rdquo için 1 yorum

Bir Cevap Yazın

Şenlik sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et