2000+

Laf Lokantası

Küçük ve eskisi gibi iş yapmadığı her halinden belli olan bir esnaf lokantasında mercimek çorbası içiyorum. En arka masadayım. Hemen gerimde, görünüşünden Karadenizli olduğunu düşündüğüm orta yaşlı bir adam taş fırında ekmek yapıyor. Çorba ne iyi ne de kötü, belki iyiden biraz hallice. Mercimeğin bilindik kokusu tütüyor burnuma. Çok uzağa bir yere gidiyorum, saat sabahın beşi ve her yerde kar var. Çok sevdiğim birini kaybetmişim, üzerinden belki iki belki üç gün geçmiş. Bütün o hisler burnumun biraz ucunda. Uzun bir yola götürüyoruz onu karla kaplı ve soğuk bir yol, üzgün ve biraz da geri dönülemez.

Karadenizli abi konuşunca düşüncelerimden sıyrılıyorum. “Strestendir abla…” diyor. “Her şey stresten. İçine atma sen. Hepsi geçer gider. Çay içer misin?”

İçerim.

Yıkandığı her halinden belli ama temiz de olmayan ince belli bardakta çayımı içiyorum. Fırından gelen taze ekmek kokuları tüm dükkânı sarıyor.

Karşımdaki kadına bakıyorum. Tüm bu zaman boyunca orada. Bazen gülümseyip bazen konuşuyor. Üzerinde kırmızı bir kazak var, saçları beyazlamış ama gözleri ışık saçıyor.

“Geçer…” diyor. “Zaten geçmeyecek bir şey de yok ki.”


Creative Commons Lisansı

Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Laf Lokantası&rdquo için 1 yorum

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: