1970'ler

Halının Üstünde Nohutlar – ♫

Akşam yemeği için babamı bekliyorduk, gelmedi, sekiz oldu, dokuz oldu, buçuk oldu… Midelerimiz gurulduyor. Annem: “Babanızı bekleyelim.” diyor. Ben sobanın arkasında oturuyorum, kardeşim iskambil kâğıtlarından kule yapıyor. Saat on oldu, kapı çaldı.

Babam sobanın ve hazır, kurulu yemek masasının olduğu odaya girdi, kendini divana attı. Yanladı daha doğrusu, tek dirseği üzerinde yatıyor. Yüzünde çok tuhaf bir ifade. Gülüyor sanki, ama emin olamıyorum. Annemden çıt çıkmıyor, aralarında bir konuşma geçmiyor, babamın yüzündeki ifade gibi tuhaf bir sessizlik.

Annem mutfaktan tencereyi aldı, yanımıza geldi. Nohut dolu tencereyi masanın kenarına koydu, elinde kepçe tabaklara koyuyor nohutu. “Hadi gelin.” dedi bize. Babam olduğu yerde duruyor, annem ilk ona verdi herhalde tabağı, babam tabağa baktı: “Bunun suyu az.” dedi ve çok garip bir şey yaptı. Yanladığı divan üzerinden ayağıyla masaya vurdu, devirdi masayı.

Yerde tabaklar, bardaklar, çatal kaşıklar, yerde yoğurt, ama en çok nohut.

Bordo renkli, desenli halımızın üstünde tek tek etrafa saçılmış nohut taneleri. Oturmuyor kafama, zihnim karmakarışık, bir gözüm annemde, bir gözüm nohutlarda. Bu nohutların burada olmaması lazım! Konuşmayan annem masayı kaldırdı yerden, ben tabakları topladım, kardeşimi hatırlamıyorum, babam divanın üstünde bize bakıyor. Tek tek taşıdık her şeyi mutfağa. Mutfakta “Halı…” dedim, “Halı kötü oldu.” Annem yüzüme baktı: “Dert etme sen, temizleriz teyzenle.” dedi.

Babam içmez, kırk yılda bir, bayramda seyranda içer, içtiğinde hemen sarhoş olur, içtiğinde hep kendi babasını, tutuştukları kavgaları anlatır ve sonunda hep ağlar. Dedem onu evden kovmuş da zamanında. Arkadaşlarıyla içtikleri o gece sarhoşmuş babam, yüzündeki o tuhaf ifade, kendini divana atması, nohutun suyunu az bulması, masayı devirmesi sarhoşluğundanmış. Annemle teyzem konuşurken duydum sonradan. Teyzemle annem, kış günü yağlı, salçalı halıyı balkonda yıkadılar, balkonun giderinden pis pis sular akıyordu.

On iki yaşındaydım, orta birinci sınıfa gidiyordum bu olduğunda, yıllarımı aldı nohut gördüğümde karnımda hissettiğim garip hissin ne olduğunu anlamak.

İçinin çekilmesi gibi, halı üstündeki nohutların zihnime uymayan resmi.

Sordum babama yıllar sonra, “Hatırlamıyorum.” dedi, anneme sordum, “Nasıl unuturum!” dedi, kardeşim boş boş yüzüme baktı, ama o zaten küçüktü.

Kimseye anlatamadım bunu, nohutların halının üzerindeki resmi kaldı benimle bunca yıl, Şenlik’i görünce yazmak istedim. Erkeklik, isteyince tek ayak hareketiyle masayı devirmek. Oysa uysal biriydi babam.


Creative Commons Lisansı

Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Halının Üstünde Nohutlar – ♫&rdquo için 1 yorum

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: