Saat 09:00. Mültecilerin kendi arasında “Suriye Belediyesi” dedikleri, randevu usulüyle çalışan bir toplum merkezinde, iki çalışan birlikte kullandığımız odadayım. Kapıda çoğunluğu kadınlardan oluşan mülteciler, görüşmelerin başlamasını bekliyor. Beni bekleyenleri kontrol etmek için ellerindeki küçük not kâğıtlarına bakıyorum: Emek 1, Emek 2, Emek 3…
“Gelsin 1 numara!”
Yarım saatlik bir yemek molası dışında neredeyse hiç durmadan talepleri dinliyorum: Bebek bezi, bebek maması, gıda kolisi, kira desteği, kimlik, okul kaydı… Dinledikçe sormam gereken sorular çoğalıyor, çoğaldıkça görüşmeler uzuyor. Kapıda sıra bekleyenler arttıkça huzursuzlanıyor herkes. Görüşmenin ortasında odaya girenler, “Benim işim acil!” diyip öne geçmek isteyenler, hırgür çıkaranlar, beklemeyip gidenler oluyor. Not aldığım taleplerle ilgili herhangi bir işlem yapmaya asla fırsatım olmuyor. Masadan biri kalkar kalkmaz, sıradaki benim çağırmamı beklemeden çoktan gelip oturmuş oluyor bile. Gerçekten herkesin işi de, talebi de acil! Bu karmaşanın içinde zaman zaman her tarafımdan çekiştiriliyor gibi hissediyor, yoruluyorum. Sesimi yükselteceğim, kabalaşacağım diye ödüm kopuyor. Kendimi sakinleştirmek için beş dakikalığına da olsa tuvalete kaçıyorum.
Kapıyı açmamla kafa kafaya vermiş bir grup kadını görmem bir oluyor. Ortalarındaki bir şeye belli ki karşı konulamaz bir ilgi ve heyecan içindeler. Beni fark ettiklerinde kısacık bir kıpırdanma oluyor aralarında; fakat zararsız bulmuş olacaklar ki devam ediyorlar muhabbete. Kıkır kıkır hepsi. Arapça bilmediğim için neye gülüyorlar, ne konuşuyorlar anlamıyorum önce. Ortamda hınzır bir hava var, hemen seziyorum. Tuvalete girmeyi es geçip ellerimi yıkıyorum biraz oyalanmak için. Beni cazibesiyle kendine çeken, parçası olmak istediğim gizli bir şölen var sanki aralarında. Bir köşede boş boş ellerimi sabunlarken, muhtemelen yüzümde son derece alık bir ifadeyle aynadan göz ucuyla dikizliyorum grubu. İçlerinden biri beceriksiz gözlemimi fark ediyor o anda. Ben daha ne yapacağımı bilemeden, kocaman bir gülümsemeyle aralarında tuttuğu o gizemli şeyi havaya kaldırarak bana doğru sallıyor. Simsiyah pardösülerinin arasından kıpkırmızı, dantelli bir gecelik çıkıyor ortaya. Boşlukta bir sağa bir sola bayrak misali dalgalanıyor. Dayanamayıp aynı anda hepimiz gülüveriyoruz anın tatlılığına. Herkesin birbirini konuşmadan anladığı büyülü bir an yaşanıyor kısa bir süreliğine. Kadınların şenliğine ortak olmanın neşesiyle işimin başına geri dönüyorum.
Görsel Pixabay
Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
“Kırmızı&rdquo için 1 yorum