1990'lar

Galaksimizi Onurlandırmak

Sene 1999. Büyük bir spor salonundayız. Yere bantla badminton sahaları çizilmiş. İnce bir raket ve tüy topla oynanan o oyunu belki bilirsiniz. Genelde pikniklerde, açık havada oynandığı görülse de aslında kapalı sahada müsabakaları düzenlenen bir olimpiyat sporu. Turnuvalarda beş kategoride diğer takımlarla karşılaşırsınız. Bunlar teke tek oynanan, tek bayanlar, tek erkekler ve ikişer kişilik takımların karşılaştığı çift bayanlar, çift erkekler ile bir kız bir erkekten oluşan karışık çiftler.

“Siz bu takımın bel kemiğisiniz!” diyor badminton antrenörü olan beden hocamız. Birlikte çift bayanlar oynadığım takım arkadaşımla “Eğer biz takımın bel kemiği isek tek bayanlarda oynayan Ceren ve tek erkeklerde oynayan Berk de takımın kolları ve bacakları olsa gerek.” diye aramızda kıkırdıyoruz. Yaşımız henüz on. İlkokulumuzun takımında lisanslı olarak badminton oynuyor, İstanbul dördüncüsü olarak Türkiye müsabakalarına gitmeye hak kazanıyoruz. Kıkırdadım ama hocamızın söylediği, bana işe yarar olduğumu hissettiriyor ve varlığımın bir öneminin olmasını duymaktan mutlu oluyorum. Hemen müjdeli haberi, yanımda getirdiğim günlüğüme veriyorum .

Turnuvadan okulun raketiyle eve dönüyorum. Bu Yonex marka raketi çok seviyorum. Evimizin salonunda boş bir duvar var. Yemek hazır olana kadar topla kısa vuruşlar yaparak çalışmak için uygun. Hemen maça başlıyorum.

Karşımdaki ilk rakibim ilçedeki diğer okullar. Onları hemen yeniyorum. Sonra İstanbul çapında birinci oluyorum ve Türkiye finallerine gitmeye hak kazanıyorum. Kıran kırana bir maçtan sonra Türkiye çapında da birinci olup hemen dünya çapında bir turnuvaya katılıyorum. Çok zorlu geçen maçlardan sonra hayalimde katıldığım bu olimpiyatlarda da -tabii ki- birinci gelerek soluğu gezegenler arası bir müsabakada alıyorum. Uzaylılarla oynamak oldukça farklı bir seviye… Çok zorlanıyorum ama yine ben galip ayrılıyorum ve galaksiler arası oyunlara katılmaya hak kazanıyorum.

Evde badminton oynadığım bu duvarın hemen arkasında mutfak var. Ben galaksiler arası müsabakalara hazırlanadurayım annem mutfakta yemek yapıyor ve her zamanki gibi kendi kendine konuşuyor, hatta sanırım kafasında biriyle (muhtemelen babamla veya bir ihtimal kardeşleriyle) kavga ediyor. Arada sesini yükselterek “Gademsiz.” diyerek söyleniyor. Annemin pek sırdaşı yok. Zaten özel meselelerini konuşmaktan imtina eden, kimselere kolay kolay güvenmeyen biri. Bir jenerasyon farkla ben, on yaşında bir takımın parçası haline gelmiş, hayata karışmıştım. Takım arkadaşlarım, yakın arkadaşlarım ve günlüğüm vardı. Annem için ise zaman çoğunlukla mutfakta ve kendi iç çatışmalarıyla geçiyordu.

Annem “Yemek hazır!” diyor. Hayali madalyamla yemeğe oturuyorum.


Görseller yazara aittir.

Creative Commons Lisansı

Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Galaksimizi Onurlandırmak&rdquo için 1 yorum

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: