Beşiktaş vapurundan yarım saat önce çıktığım seansın etkisiyle sarsılmış bir halde inip Kadıköy Meydanı’nı koşar adım yararak minibüse doğru yürüyorum. Bostancı’da ineceğim. Boş bir yer bulup oturuyorum, bozuk paralarımı denkleştirmeye çalışıyorum bir süre. O sırada minibüsün kapısından kafasını uzatıp boş yer var mı kontrol eden, vazgeçip giden yolcular oluyor. Şoför ısrarla çağırıyor herkesi: “Gel abla gel, inecekler iki durak sonra!” Boş yer varsa mutlaka ayakta duranları oralara yönlendiriyor. “Otur canım, otur abim arkası boş.” Adamın ayakta duran insana tahammülü yok. Neyse, çıkıyoruz yola. Son ses İbrahim Tatlıses çalmaya başlıyor. Bir konser kaydı, Fosforlu Cevriyem çalan. Elinde sigarası, gaza bastıkça basıyor kaptan. Bir yandan da bağıra bağıra telefonla konuşuyor: “Abicim bak ben yoldayım, eve uğrayıp parayı alıp yanına gelicem. İki gözüm önüme aksın, getirmeyen şerefsizdir. Yarın getirsem olmaz mı? Tamam abi bak 15 dakika bekle beni, yoldayım yolcuyu bırakıp geliyorum!”
Minibüste çıt çıkmıyor, herkes gergin. Son ses İbrahim Tatlıses dinliyoruz. Çok hızlı gidiyoruz. İçeride garip bir ortam var. Şimdi bir kaza yapsak, başıma bir şey gelse çok komik olur diye düşünüyorum. Sen kalk, hayatla olan mücadelen için onca yolu tep, bir şeylerle zor bela yüzleş, sonra salak minibüsün teki kaza yapsın… Yolcuların kalanındaki gerginliğin aksine bir kadın tatlı tatlı eşlik ediyor şarkıya, eğleniyor belli. Duyulduğunun farkında mı bilmiyorum, kaptırmış sanki şarkıya. “Sesi de güzel ha!” diyorum içimden; nağmelere varıncaya kadar hatasız eşlik ediyor çünkü. Şarkı bitiyor, İbrahim konuşmaya başlıyor: “Kadın haklarını savunmaya gerek yok. Zaten onlar her zaman haklıdır!” Şarkıya eşlik eden kadın birden gülerek bağırıyor ortaya: “Ya bu minibüs gerçek mi? Düğün arabası gibi!”
Bir noktada akşam trafiği başlıyor. Yavaşlıyoruz. Erenköy’deyiz. Şarkıya eşlik eden kadın telefonla konuşuyor. Daha yarım saat yolu varmış, öyle diyor telefondakine. Telefonu kapatıp yine gülümsüyor arada. Önündeki kadınlara seslenir gibi: “Düğün arabası gibi ya!” diyor yine. “Düğün değil de daha ışıklısı hani.” diyor kadınlardan biri karşılık olarak. Pavyon mu kastettiği? Gülüşüyorlar. Müsait bir yerde inmek isteyen kadınlar kalanlara “Size kolay gelsin.” diyip de iniyor artık.
“Âşıksın” çalmaya başlıyor şimdi. Konser kaydından bir albüm yapmışlar kesin, eve gidince dinleyeyim diye düşünüyorum. Şarkının sesi hâlâ son ses ama ortamdaki gerginlik yok artık. İçimden eşlik ediyorum ben de şarkıya. O esnada kaptanımızın sesi tekrar duyuluyor. Bu sefer karşı yönde yolcu alan bir minibüse sesleniyor:
“Biraz da arkadakine yolcu bırak be. Vicdansız!”
Görsel : Pixabay
Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
“Fosforlu Cevriyem&rdquo için 1 yorum