Özel olarak 12 Eylül’le ilgili bir şey hatırlamıyorum ben. Hani insanlar hatırlıyor ya sokağa çıkma yasağı falan. ODTÜ farklıydı. Sokağa çıkma yasağından haberimiz olmadı da hiç, polis girmeyen ODTÜ’ye polis girdi o gün; jandarmalar, polisler…
Halkın Kurtuluşu’ndan sarışın bir kız vardı, onu götürdüler. Topallayarak geri döndü. Odada sürekli volta atmaya başladı sonra, artık ne yaşadıysa… Biraz anlattı, elektrik vermişler. Karşı odada kalıyordu aslında, ama bizim odaya çok gelirdi. Çok içeri girip çıkan oluyordu o sıralarda. Şans o ki, bizim odadan kimse girip çıkmadı. Odada da herkes solcu, ama farklı fraksiyonlardan. Bir tane Halkın Kurtuluşu’ndan kız vardı, bir tane Halkın Birliği’nden, bir Halkın Yolu’ndan.
Hiç unutmam bir tane ODTÜ baskılı tişörtüm vardı benim, çok severek almıştım. Onunla dışarıda gezmeye çekiniyordum. Ne günlerdi! ODTÜ baskılı tişört giymeye korkarsın, birisini her an çevirip alacaklarmış gibi…
Bir kere bütün ODTÜ’lüler olarak Abdi İpekçi’nin ölüm yıl dönümüne gitmiştik. Güven Park’ın karşısında polis saldırdı. Orman Bakanlığı’nın önündeydik biz. Açık bir alan ama kalabalığız çok. Neredeyse bütün ODTÜ orada. İyi hatırlıyorum, polis saldırınca millet kaçıştı sağa sola. Biz nereye kaçacağımızı şaşırdık. Benim önümdeki insanlar bakanlığın oradaki dükkânların camlarını kırdılar. Biz o kırık camların içinden bir binaya girdik. Bir merdiven, bir de koridor vardı. Merdiven bodruma iniyormuş, koridor arka taraftaki kapıya çıkıyormuş. Orada bir adam bize koridoru gösterdi, buradan aşağı sokağa çıkılır diye. Biz oradan gittik, meğer merdivenden gidenler hep tutuklanmış. Sonradan duyduk, polis arkadan girmiş binaya. Biz polisi atlatıp Kızılay’a giden yolun bir sokak paraleline çıkmış olduk.
Benim omzumu cam kesmişti dükkânların içinden geçerken, kanıyordu. Bir kız bana hırkasını vermişti, kanayan kolumu sarayım da gözükmesin diye. Ben onunla kapattım yaramı. Kolumu yaralı görseler alırlar beni.
İndik Kızılay’a, hiçbir şey olmamış gibi aldık dondurmamızı, yalaya yalaya yiyoruz. Avare avare geçtik öyle polislerin önünden. Dondurma hayat kurtarıyor işte, çünkü sanıyor ki devrimciler öyle salına salına dondurma yemez. Ne akıl ama di mi?
Biz o gün öyle kurtulduk işte ama sonra bir şey öğrendim. Bana hırkasını veren o kız… Kamu Yönetimi’nde okuyordu… Almışlar işte onu! Çok çok sonra çıkabildi.
Ne günlerdi… Ah ne günlerdi!
Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
“Dondurma Hayat Kurtarır&rdquo için 1 yorum