1990'lar

Dedem Her Şeyi Biliyormuş

Herkesin açılma hikâyesi vardır, iyi ya da kötü. Benim anlatabileceğim bir hikâyem yok. Sanırım her şey zaten hep ortadaymış. Ne kadar denesem de olmadı, açılamadım.

Lisedeyken, dedim tamam, arkadaşlarıma söyleyeceğim. Kendimi hazırladım. Bir gün hepsi bizim evdeyken dedim ki:

“Ya ben kızları beğeniyorum.”

“Biliyoruz.” dediler.

Anneme söyledim, “Sonunda!” dedi.

Anneannem bir gün en yakın arkadaşımın sevgilim olup olmadığını sordu.

Böyle böyle geriye bir dedem kaldı, bir de küçük teyzem Pınar. Büyük olan Müjde Teyzemin iddiası dedemin homofobik olduğu. Ha bir de Andre Gide’in kitaplarını okumak isteyen küçük teyzeme, “Okumayın onları, sapık o adam.” gibi bir şeyler demiş. Aynı teyzem, Pınar Teyzem için de tam olarak böyle olmasa da benzer iddialarda bulundu. Oysa Pınar Teyzem yöneticisi olduğu apartmandaki görevli adamı şu nedenle işten çıkarmıştı: Adam alt katta yaşayan trans kadına, ısrarla kimlikteki ismiyle hitap ediyormuş. Uyarılar, konuşmalar işe yaramayınca da olan olmuş. O yüzden pek ihtimal vermiyorum bu duruma açıkçası. Ya da belki bir ara öyleydiler, kim bilir?

Dedem, ölmesinden beş sene filan evvel, öleceğini zannetmeye başladı. Öyle ki, dört çocuğu ve dayımın eşsiz katkılarıyla sayıları ne zaman artacak diye merak içinde olduğumuz sekiz torununa mektuplar yazıyor, kasetlere sesler kaydediyor ya da telefonda kıstırıyordu. Aile içinde dönen dedikodulara göre “Özür diliyormuş.”

Yine yaz olduğu için Antalya’dayız. Bayık bir ağustos ayı, Müjde Teyzem gelmiş, ablası geldi diye annem de gelmiş. Fakat dedemin özür dileme gerginliğinden kimse rahat edemiyor. Dedemi görenin panikten eli ayağı karışıyor, bakacağı yeri şaşırıyor ya da başka odaya geçiyor. Dedem yine de hemen herkesi yakalayıp eline tutuşturuveriyor kaseti veya mektubu. Yazılanlar diğer kardeşlere iletiliyor, “Aaa sana onu mu dedi? Bana da bunu dedi.” falan, gülüp eğleniliyor, bazen de ağlanıyor. BENİM DIŞIMDA.

Dedemin benle bir mektup ya da kaset alışverişi, alışverişi bırak buna yönelik herhangi bir hamlesi olmuyor. Ben, neden benim kasedim yok, neye göre özür diliyor, neye göre dilemiyor acaba diye düşünürken bir akşam sofraya oturuyoruz. Dedem, “Yemekten sonra sen kalır mısın evladım, bir şey söyleyeceğim sana.” diyor. Eyvah! Demek sıra bana geldi, yemekten sonra misafir falan gelse bari de, konu değişse diye düşünüyorum. Yemek bitiyor ve ben hooooooop, tabakları alıp anneanneme yardım ediyorum bahanesiyle hızlıca tüyüyorum sofradan.

Ertesi gün oluyor, akşam yemeğine otururken dedem, “Yavrum bu gün yemekten sonra anneannene yardım etme, seninle konuşmam lazım.” diyor. Plan suya düştü. Nasıl tüyebilirim masadan, tuvalete mi gitsem sandalyeden aşağıya mı kaysam diye düşünürken yemek bitiyor, herkes kaçışıyor ve dedemle baş başa kalıyoruz. Başlıyor dedem.

“Yavrum, sen neden bu kadar utangaçsın? Bizim hastanede kaldığımız gün, neden komşumuz Gülten Hanıma gitmedin?”

“Eee, bilmem ki dede, bir şey olmadı zaten. Kendim kaldım.”

“Ben biliyorum neden olduğunu ama… Bak evladım, bazı insanlar vardır erkeklerden hoşlanır. Bazı insan vardır kadınlardan hoşlanır. Bazısı ikisinden birden hoşlanır. Bunda utanılacak bir şey yok. Bak Müjde Teyzene, o hiç utanıyor mu?”

Şaşkınlıklardan şaşkınlık beğenmekle meşgul olduğumdan ancak “HA?” deyip “Dedecim anneannem seslendi sanki değil mi balkondan?” diyerek kaçıyorum masadan.

Söze komşuda kalmamaktan başlayan dedemin kadınlarla beraber olduğumu bildiğine mi, Müjde Teyzemin ev arkadaşının, ev arkadaşı olmadığını bildiğine mi, bizim sakladığımızı sandığımız şeyi asla ve asla saklamayı başaramamış olmamıza mı, yoksa “Ay adam yaşlı, öğrenirse bir şey olur falan.” diye düşünüp bahsinin bile geçmemesi için özel çaba sarf ettiğimiz şeyin dedem tarafından dünyanın en sıradan olayı haline getirilmiş olmasına mı şaşırayım?

Hemen balkona koşuyorum, evin geri kalanı balkonda, anlatmamı bekliyorlar.
“Ya teyze,” diyorum, “Dedem beni biliyormuş, seni de biliyor, bak Müjde’ye utanıyor mu?” dedi. Teyzem şaşkınlıkla bana bakıyor, kahkahalarla gülüyoruz.


Ana görüntü, Şenlik arşivi, bir yaz günü.

Creative Commons Lisansı

Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Dedem Her Şeyi Biliyormuş&rdquo için 1 yorum

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: