2000+

Batırık Partisi

Teyzelerim Hayriye ve Kiraz’ın anısına

Yazları anneannemin evine giderdik, orta ikinci sınıftaydım sanırım. Yine bir gün onun evindeyiz, Anamur’da. Anneannemin dört kızı var. Bir araya gelince oldum olası yemek partisi yaparlar. Çok hoşuna gider anneannemin. O yaz batırık diye bir şeyden bahsettiler. Güneye özgü sulu kısır gibi bir şey… Şimdi ben belki sadece “sulu kısır” diyerek tam anlatamadım; teyzem olsa ballandıra ballandıra anlatır, en güzel tarifi verirdi size.

Ritüelli uzun bir iştir batırık yapması, kısır gibi çarçabuk yapıp işin içinden çıkamazsın. Hayriye Teyzem bulgur işlerinde ustadır. Ölçü, ayar, kıvam ona danışılır, o da kimselere bırakmaz zaten, kendi yapar ince ince. Fıstığını kavurur, ezer, bulgurunu haşlar, içine konacak domatesi, salatalığı, göbek marulu incecik doğrar (bazen annem ya da Ayşe Teyzem de doğrar gerçi.) Sebzeler çok önemli değildir. Hayriye Teyzem daha kritik işlerle uğraşır. Bulguru yoğurmak, doğru malzemeden doğru miktarda eklemek gibi… Kıvam bir ustalık meselesidir.

Sabırsız ve aç gözlerle kapı ardından usulca izliyorum teyzemi, yoğuruyor yoğuruyor yoğuruyor… Bir şeyler ekliyor, bir daha yoğuruyor. Aman ne bitmez işmiş canım.

Bu esnada üst kattan Kiraz Teyzem geliyor elinde koca bir tepsiyle, gelişini merdivendeki seslerden anlıyorum hemen. Kiraz Teyzem bir yere önce sesiyle gelir, telaşlı hareketli canlı bir ses… Kıbrıs tatlısı getirmiş, diğer adı Rum tatlısı.

-Ay teyzeee bu çok güzel bir şeydi, bildim onu bildim. Ne iyi ettin de getirdin.

Kiraz Teyzem de, bu işte ustadır. Gerçi ben ondan başka Rum tatlısı yapanı da görmedim. Yapsalar da onun gibi yapamazlar, ı ıh yok sanmam.

Şerbetli tatlıları çocukluğumdan beri çok sevmem ama bu tatlı başka… Şerbetli hamurun üstünde ince bir muhallebiyle öyle nefis bir şeydir ki…

Eveeet, Kiraz Teyzemin şenlikli gelişiyle kadro tamamlandı işte!

Evin küçük kızları annem ve Ayşe Teyzem çayı koyup tabakları elime tutuşturdular. Teyzemlerin yanında fasulyeden sayılabilecek işleri yaparlardı onlar. Aslında onların da yemekleri çok güzeldir ama böyle ritüelli uzun işleri büyük teyzelerime bırakırlar.

Tabaklar elimde, anneannemin yanına yollandım.

Anneannem klasik, pencere kenarına kurulmuş sokaktan gelip geçenleri izliyor, bir elinde mendili arada akıp duran sol gözünü siliyordu. Tabakları masaya bıraktım. Demek yakındı bu batırık denen şeyin bitişi. Anneannem bana bakıp güldü.

Heyecanlı mı gözüküyorum acaba?

Yavaş yavaş bir şeyler geliyor masaya, işte Rum tatlımız, karşı pastaneden alınan kuru pastalar ve dereotlu kek… Kiraz Teyzem anneanneme hararetle bir şeyler anlatıyor, anneannem kafa sallayıp gülüyor arada.

Nerede kaldı bu batırık canım?

Hah işte Hayriye Teyzem elinde koca bir tencereyle geliyor. Ayşe Teyzemin elinde buz kalıpları var. Kırıp kırıp o tencereye atıyorlar. Kırk derece sıcakta mis gibi vallahi ama annem bana kesin buzsuz kısımlarından koyar.

Keşke bunu yiyip hep birlikte denize gitsek.

Böyle yemek ritüelli günlerde bizim denize gitme işi iptal olur, o gün batırık günü ya da kısır günü falan ilan edilir. Ben arada mızırdanırım bu duruma ama, tabaklar konulup şamata başlayınca unuturum.

Sonunda önüme koca bir kâse batırık koydular:

-Teşekkürler teyze. Aaa bu bildiğimiz çorbaya benziyor teyze, bunu biz kaşıkla mı yiyelim? Eeee sen niye yoğurdun ki o zaman onca saat? Peki peki, kaşıkla yerim.


Ana görüntü, Vincenzo Campi, “Mutfak” tablosundan ayrıntı, 1590-91.

Creative Commons Lisansı

Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Batırık Partisi&rdquo için 1 yorum

  1. Hatice

    Hikaye öyle güzel anlatılmış ki birebir herşey gözümde canlandı.Kalemine yüreğine sağlık Cemreciğim…

Bir Cevap Yazın

Şenlik sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et