1990'lar

Kuyruk

Akşam alacası çöküyor. Apartmandaki iki yakın arkadaşımdan biri olan Işıl’la oyun oynuyoruz. Yine onun odasında, Barbie’ler ve küçük pelüş yaratıklar için bir dünya kuruyoruz. Sahip olduğum en havalı nesne olan teneke kalem kutumu evde boşaltıp Işıllara götürüyorum. “Uçan teneke kalem kutum” bi anda  yüksek teknoloji bir asansöre dönüşüyor.

Benim bir tane Barbie bebeğim var, Işıl’ın kim bilir kaç tane? Hele bir tanesi var ki aklımdan çıkmıyor. Anneannesi onu bozarız diye salondaki vitrinin kapaklı, kilitli alt kısmında saklıyor. Bu bebekle nadiren birlikte oynayabiliyoruz. Işıl’a yalnızken daha çok izin verildiğini düşünüyorum ama sormuyorum. Bu deniz kızı Barbie’nin altın rengi bir kuyruğu var. Mavi, kırmızı ve sarı işlemelerle süslü. Kuyruk kumaştan, çekip çıkarılabiliyor. Zaten hiçbir zaman sesi olmadığından Deniz Kızı Ariel gibi insan bacakları edinebilmek için sesinden vazgeçmek zorunda kalmıyor.

Deniz kızı Barbie için uçan teneke kalem kutusuna ilk kez binme anı geliyor. “Kuyruğuyla mı binsin, bacaklarıyla mı?” diye tartışmaya başlıyoruz aramızda. Işıl bacaklarıyla binmesi gerektiğini söylüyor, kuyruğuyla binmesini gerçekçi bulmuyor. “Hangi gerçek, uçan teneke kalem kutusunun olduğu bir dünyadayız!” diyemiyorum. Bu tespiti yapacak kelimelerim yok, ya dördüncü ya beşinci sınıftayım. Bir şeyler diyorum ama ikna edemiyorum. Ben kuyruktan vazgeçmedikçe Işıl da deniz kızının bacaklarıyla binmesi konusunda iyice şevkleniyor. Barbie onun elinde ileri geri sallanıp duruyor, bir yerine bir şey olacak diye tedirgin, bir gözüm Barbie’de tartışmaya devam ediyorum.

Öyle miydi böyle miydi derken konu nasıl oluyorsa Işıl’ların evinde olduğumuza geliyor. Herhalde Işıl, bizim evdeyiz, benim sözüm geçer, demeye getiriyor. Ben üzülüyorum, öfkeleniyorum. Belli etmeden, “Bizim evde de olabilirdik, ben sana böyle demezdim.” diyorum. O anda Işıl yapıştırıyor cevabı: “Ben dün gece sizin evde ne olduğunu biliyorum ki, bütün apartman duydu, bugün o yüzden sizde oynamıyoruz.”

Dün gece bizim evde ne olduğunu Işıl biliyor, ben bilmiyorum.

Yüzüme bir sıcaklık geliyor. Bir şeyler geveleyip Işıl’ın suratına bakmadan evlerinden çıkıyorum. Asansörü beklemeden, merdivenle bizim kata iniyorum.


Ana görüntü kaynak

Creative Commons Lisansı

Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Kuyruk&rdquo için 1 yorum

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: