2000+

Kendinizi Güvende Hissettiğiniz

Bugünlerde, yıllar evvelki terapistimin sorduğu bir soruyu sıkça düşünür oldum:

‘’Kendinizi güvende hissettiğiniz bir yer var mı?‘’

Bu soruya cevap verirken Bebek Kapı’dan okula çıkan yokuş, Güney Study denen yerin önündeki manzaraya bakan banklar kafamda ilk canlananlar olmuştu. O vakit, terapiye okulda gittiğimden, ‘’Burası!‘’ demiştim. Artık aynı şekilde hissedemesem de biliyorum, başka hiçbir manzara, hiçbir bank, hiçbir merdiven, hiçbir yokuş bana o duyguyu vermedi, başka hiçbir yerde hiçbir zaman güvendeymişim gibi hissetmedim.

Şimdi tarif etmesi zor. Boğaziçi herkesin rahatça nefes aldığı bir yayla gibi payansız uzanırdı. Benim okuduğum yıllarda okula girişte kimlik kontrolü yapılmazdı, dolayısıyla turnike de yoktu. O zamanlar, öğrenci değil de mahallede yaşayan/çalışan biriyseniz biraz soluklanmak için kendinizi kolayca içeride bulabilirdiniz. Öğrenciler ders sonunda yol kenarındaki börekçilere, alçak tavanlı mekânlara dağılır, semttekiler de okula yürüyüşe gelirdi. Boğaziçi dışarıyla şimdikinden daha iç içeydi ve bir nizamiye kapısı olmamasına rağmen şimdikinden daha güvenliydi.

Orada rahattım, biliyorum. Eve dönerken rahat değildim. Evde o kadar rahat değildim. Ailemin yanında hiç rahat değildim. Ne zaman okula varsam rahatlardım. Üstelik, öğrencilerin okulda keyif sürebilmesi okuduğu bölüme, günlere ve aylara göre değişiklik gösterirdi ve öğrencilik pek de keyifli bir iş değildi. Buna rağmen, okulu bitirip mezun olmaya hiç can atmadım. Mezun olduğumda ne yapayacağımdan ziyade nasıl hissedeceğim konusunda aklım karışıktı. Güney çimlerin, steplerin, manzaranın ve kütüphanenin yeterince tadını çıkardığımdan emin olmak istiyordum. Bu yüzden öğrencilik hayatım yıllara yayıldı. “İlişik kesme” işlemlerini bile mezun olduktan ancak çok sonra yapabildim.

Boğaziçi’nin öylece hayatımdan çıkmasına hiç hazır değildim. Girişlerde kimlik kontrolü sıkılaşana dek okula teslim etmediğim öğrenci kartımla girmeyi sürdürdüm. Otobüste Bebek Kapı’da inip yokuşu her tırmanışımda, merdivenleri teker teker geride bırakıp, Orta Kantin’de günün ilk kahvesine uzanışımda, manzaradaki tellere sırtımı verip elime aldığım bir kitapta, arkadaşlarımla kütüphanede buluştuğumda, hocalarımla bir öğle yemeğinde, hep o his buldu beni. Daha iyi hissettiğim bir yer yok. Bir daha da olmadı. Geri döneceğime inanarak ayrıldım, böylece kendimi biraz da kandırmış oldum.


Fotoğraflar yazara ait.

Creative Commons Lisansı

Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Kendinizi Güvende Hissettiğiniz&rdquo için 2 yorum

  1. Ne kadar güzel anlatmışsınız. Güvende hissetmek pek kolay değil. Demek doğru ve ait olduğunuz yeri de bulmuşsunuz…

  2. Gülsün Kaya

    Boğaziçi Üniversitesi’nin öğrencileri ve öğretim üyeleri “Kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz!” derken okullarında kendilerini ne kadar güvende hissettiklerini, oraya ne kadar bağlı olduklarını anlatıyorlar demek! Bu bir kurum için ve o kurumdaki insanlar için ne büyük mutluluk! Siz de -hiçbir yerde olmadığı kadar- kendinizi güvende hissettiğiniz okulunuza bir gün dönersiniz umarım. Beni çok duygulandıran yazınız için teşekkürler…

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: