Biz küçükken bir Çetin Amcamız vardı, onun da kırmızı bir Murat 124’ü. Çetin Amcam şoför mahallinde, yanında babam. Arkada annem, halam, amcamın eşi ve dört çocuk. Bu şekilde Bursa’ya gidiyoruz, anneannemlere.
Kartal’dan arabalı vapura bindik. Dizlerinde çocukları taşıyan anneler arabadan inince bir iki topallayıp sonra toparladılar.
Bu vapura binince genellikle poğaça, kurabiye gibi şeyler yerdik ama bu sefer anneler bir şey çıkarmadı. Meğer plan büyükmüş. Orhangazi’den geçen güzel bir dere vardı, onun yanında piknik yapacakmışız.
Bir yerde durduk. Arabanın bir de tıka basa dolu bagajı var. Çantaları, torbaları, su bidonunu, tüpü, topu çıkardık. Küçükler küçük şeyleri, büyükler büyük şeyleri taşıdı. Biz hemen oynamaya başladık. Hava çok sıcaktı herhalde ki dereye girmemize de izin verdiler. Hatta epey bir oynadık, ıslandık, bir şey demediler. Keyfimiz yerindeydi.
Sonra bir an yengemin elinde beyaz sabunla bize doğru gelişini gördük. İlk kendi kızını kaptı. Bir çırpıda üstünü çıkarıp, saçını sabunlayıverdi. Sonra suları döktü döktü duruladı. Biz önce bir şaşaladık ama baktık Özlem eğleniyor, kikir kikir gülüyor, hoşumuza gitti. “Beni de, beni de!” diye sıraya girdik. Yengem hepimizi birer birer çabucak yıkadı. Sanki daha uzun sürecek, daha çok eğlenecekmişiz gibi duruyordu ama çok da öyle olmadı. Neyse gene de eğlendik! Hayatımızda ilk defa derede banyo yapmıştık. Kurulanıp giyinince bir daha dereye girmemize izin vermediler. Artık uslu uslu oturup yemeğimizi yedik.
Ana görüntü kaynak
Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
“Derede Yıkandık&rdquo için 1 yorum