2000+

Boşa Gitti!

Nurgül Teyze Almanya’da yaşıyor ama Türkiye’de yapılacak seçimler için de oy kullanmak istiyordu. Pek gidip gelmesek de komşuyduk, sohbetimiz vardı, iyi kötü birbirimizi tanıyorduk. Beni yakın görmüş olacak ki bir gün karşılaştığımızda “Sen bilirsin ben de oy kullanabilir miyim?” diye sordu. “Bu şekilde bilemem senin kimlik bilgilerinle İnternet üzerinden kontrol etmem lazım.” deyince ertesi gün, kimliğiyle “Komşu bak bakalım oyum var mı?” diye geldi.

Kimliğini alıp kontrol ettim, Nurgül Teyze kayıtlı seçmen olarak görünmüyordu. “Nurgül Teyze maalesef oyunu burada kullanamıyorsun.” dedim. “Tüh oy boşa gitti!” deyip “Aslında çocuklar söyledi, ama inanmadım. Uzak ya beni konsolosluğa götürmemek için öyle dediler diye düşündüm. Ondan sana geldim.” diye de ekledi.

Daha önce gelse halledebileceğimizi ama artık zamanın geçtiğini, sadece Türkiye’de oy kullanabileceğini açıkladım. Hemen “Gidenleri tutukluyorlarmış.” diye itiraz etti. Korkuyordu sahiden. Şaşırdım ve ona bir şey olmayacağını anlatmaya çalıştım. “Hee zaten ben feysten küfür müfür etmedim.” deyince bu sefer Facebook hesabı olduğuna şaşırdım: “Yok benim feysim meysim.” dedi. Güldük karşılıklı. “Öyleyse merak etme seni kimse tutuklamaz, oyunu kullanmak istiyorsan rahatlıkla Türkiye’ye gidebilirsin.” deyince, dudaklarını büzüp, gözlüklerin üstünden olmaz der gibi baktı. Neticede Nurgül Teyze böyle bir şey yapacak kadar da bayılmıyordu oy kullanmaya.

Seçmen kaydını bulamadık, sağlık olsun madem deyip çayları getirdim. Başladık sohbete. Esasen Nurgül Teyze de işin bu kısmını bekliyordu. Yalnızlıktan bunalmış, gurbetin sillesini yemiş, fırsatını bulur bulmaz dertlerini anlatan çoğu göçmen kadın gibi Nurgül Teyze de havadan sudan derken başladı kendi hayatını anlatmaya.

Elli yılda beş çocuk doğurmuş burada, yanı sıra çalışmış, zaten adam da sevilecek biri değilmiş, yaşadığı hiçbir şeyden memnun kalmamış. Anlattığı her hikâyenin ardından “o da boşa gitti” deyip öbürüne geçti.

On beş yaşında evlendim babamlarla yeni İstanbul’a göçmüştük. Buraya gelmeseydim İstanbul’da okurdum, boşa gitti.

Çocukları arka arkaya doğurmasaydım fabrikada sekiz saat çalışır emekli olunca yüksek maaş alırdım, boşa gitti.

Bunca zaman kirada oturduk bir ev taksitine girseydik şimdiye biterdi, bari kira derdim olmazdı, o da boşa gitti.

Büyük kız Nermin, en akıllısıdır. Ona dedim ki ‘Sen oku müdür ol.’ İstese her yere müdür olurdu. Gitti yirmi yaşında amcasının oğluyla evlendi, o da boşa gitti.

Nurgül Teyze hangi hikâyeyi anlatırsa anlatsın sonunda bütün hayatları kâğıt gibi buruşturup atıyordu. Nihayet beni de katarın son vagonuna ekleyip buruşturup attı.

Sen de onca okudun, para kazanıp yüksek yerlere geleceğine tuttun buraya geldin, bütün diplomaların boşa gitti.

Çay, kahve, meyve sırasıyla hepsini verdim. Hem onları hem beni tüketti Nurgül Teyze. En sonunda onca lafın üstüne hiç bir şey boşa gitmemiş gibi “Aman be boşver, öyle de ölecez böyle de.” deyip kendince ferahlık verip gitti.

Ellerim boş, gözümün feri sönmüş, kalakalmıştım. Aklıma seçim çalışmalarının o meşhur sloganı geldi: Bir oy sadece bir oy değildir.

Nurgül Teyze bir oy için gelmiş ama neler neler deyip gitmişti. Bardakları kaldırırken aklımda tek bir şey vardı: “İnşallah benim bir oyum da boşa gitmez.”


Ana görüntünün kaynağı

Creative Commons Lisansı

Boşa Gitti!&rdquo için 4 yorum

  1. Fulya İNCİ

    Böyle insanlar vardır, kendilerinin tüketildiğinden emindirler, ancak onlar karşılarındakileri tüketiverirler. Anlatımınızdaki “Güler misin, ağlar mısın?” Esprisi çok yerinde ve dozunda. Çok bizden bir yazı. Emeğinize sağlık,,çok beğendim.

  2. Senem Esen

    Teşekkürler Fulya. Evet bizden haller, bazen hepimiz başımızda bulutla geziyoruz değil mi?

  3. Evet oldukça tanıdık, anınızı okurken ben de kendi komşu teyzemi hatırladım,çok güzel anlatmissiniz.

  4. Senem Esen

    teşekkür ederim hülya. her şeyin boşa gittiğini düşünmek, hayatımız üzerine irade kuramadıkça ona iyice küsmek galiba değil mi?

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: