Arabanın direksiyonuna ilk oturduğumda 23 yaşındaydım. Kısacık bir yolda ablam göstermişti nasıl kullanılacağını. Kendi arabamı alıp trafiğe çıkmam da 30’larımın sonuna denk düştü. Neyse ki kornayı son çare olarak kullanan bir şehre denk geldi acemilik zamanlarım. Yılların birikimiyle, kendi emeğimle aldığım için çok kıymetliydi küçük, kırmızı arabam. Üstüne titremek gibi değil de, her bindiğimde bana ohh be dedirten bir kıymeti vardı.
Bir gün iş çıkışı her zaman kullandığım yoldan geçerken yine, yaşlı bir kadının karşıya geçmek için yolu kolladığını fark ettim. Arkamdaki arabayla mesafemin de yeterli olduğunu görünce iyice yavaşlayıp durdum. Teyze ağır ağır yolun ortasına geldi ki küüüt diye bir ses duydum. Çok hızla değil ama koltuktan öne fırladım. Belli ki arkamdaki araba bana çarpmıştı.
Hemen panikle kapıyı açıp inmeye çalıştım. İlk hamlemde kilidi açacağıma camları açtım, sonra camları kapatıp kapıyı açıp iniyordum ki arabanın hala çalıştığını fark ettim. Gerisin geri oturup kontağı kapatıp tam iniyordum ki bu kez de kapanmakta olan kapıyı can havliyle tutup kontaktaki anahtarı çıkardım. En sonunda kısmen sakinleyip arabadan çıkmayı başardığımda karşımda benden de panik bir kadın gördüm. İkimiz de birbirimize bakakaldık öyle. Arkamızda da akmaya çalışan trafik. Kimse kornaya basmıyor, öylece bekliyorlar.
Kazadaşım kadın dedi ki: “Burda trafiği kilitlemeyelim, az ilerde sağda duralım” “Tamam” dedim, ikimiz de arabalara binip az ilerde durduk. İnip baktığımızda benim arabamın arka tamponunda küçük bir noktanın boyasının soyulduğunu gördük, onunkinde bir şey yoktu. Birbirimize geçmiş olsun diledik. İlk yorum kazadaşımdan geldi:
-Siz öyle aniden durunca duramadım.
-Ama ben ani durmadım ki aramızda epey mesafe vardı.
-Evet doğru, çok az değildi ara ama… İlk kez başıma geliyor.
-Neyse, önemli bir şey yok zaten.
-Ne yapalım polis mi çağıralım, tutanak mı tutalım?
-Yok canım, öyle ciddi bir şey yok ki!
Bir şey yok dedim ama bir yanda da ah ah al yazmalım diyordum içimden. Kadın, tampona bakıp bakıp yine de diyordu ki:
-Ya benim ilk kez başıma geliyor, bu durumlarda ne yapılır, sigortaya mı haber verelim?
-Galiba buna bir şey yapılmaz. Yani boyansa falan o daha kötü, zaten nokta kadar bir yer. Ucuz atlattık deyip sevinelim.
-Ama bir şey yapmak lazım. Soyulmuş tampon.
Ne yapacağımız bilemez halde birbirimize bakıyorduk ki karşıya geçen teyzenin yanımıza geldiğini fark ettik.
-Aah ah benim yüzümden kaza yaptınız!
“Yok teyzecim senlik bi durum yok” dedik ikimiz de.
-Olur mu ya, kimse durmadı bak sen durdun senin de… Ah ah görüyor musun!
“Teyzecim” dedim “Bak hiçbir şey yok, sen hiç üzülme.” İkimiz bir olup teyzeyi teselli etmeye başladık. Öyle hiçbir şey yapamadan birbirimiz teselli ede ede dakikalar geçirdik.
Sonra kazadaşım kadın, “Ben size telefon numaramı vereyim şu hastane şu bölümde hemşireyim bi sorun çıkarsa ya da boyatmak isterseniz falan arayın lütfen” dedi. “Tamam” deyip kaydettim numarasını. Teyze elinde poşetle ara ara arkasına baka baka bir yandan da vah vah diye diye uzaklaştı.
Öyle sessiz sedasız biz üç kadın bir kaza anının ortağı olduk. Kimse kimseye bağırmadı, kimse kimseden hesap sormadı. Üçümüz de yollarımıza öylece, sakin sakin devam ettik.

Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
“İlk Kaza&rdquo için 1 yorum