1950'ler

Annemin Bavulu

Herkesin bir bavulu vardır.

İlk kocasını Birinci  Dünya Savaşı sırasındaki seferberlikte  yitirmiş anneannem, evdeki dedelerden kalma çok değerli el yazması kitapları  ekmek pişirmek için (çaresiz) yakmış olsa da aslında aydınlık kafalı bir kadınmış. Mahalle mektebi öğretmeniymiş. Öğrencilerine “Dünyamız portakal gibi yuvarlaktır. Üzerinde beş kıta vardır: Emeriga, Eferiga, Asiya, Felemen, Cedit…” diye anlatırmış. Kocasının seferberlikten dönmesi umudu kalmayınca kendisine talip olan vahşi görünüşlü kayınbiraderine varmamış. Soranlara müstakbel  eşinin “Ağzı ilimli, altı kilimli, eli divitli, beli saatli…” olmasını istediğini söylemiş ve bu özelliklere sahip bulduğu Rahmi Dedemi eş olarak seçmiş. 

Rahmi Dedenin Senirkent’teki sülalesinin lakabı “Şeyhler” imiş. Şimdi ne oldu bilmiyorum ama benim çocukluğumda bu sülalenin büyüklerinin mezarlarının, sandukalarının bulunduğu bir tekkesi vardı. Anneannemin kendisine ikinci eş olarak seçtiği “Ağzı ilimli, altı kilimli, eli divitli, beli saatli” Rahmi Dedem, Atatürk’ü hiç sevmemiş. Nedeni de Atatürk’ün ezanı Türkçe okutmasıymış. “Türkçe ezan” yasası çıktıktan sonra her ezan vaktinde minareye çıkar, ezanı Arapça okurmuş. Güvenlik görevlileri gelir, onu minareden indirir, karakola götürür, sonra serbest bırakırmış. O da bir sonraki ezan vaktinde aynı eylemi tekrar edermiş. Anneannemin bu inatçı adamdan (üçüncüsü annem olan) dört kızı olmuş. Kızlardan yalnızca sonuncusu ilkokula gidebilmiş; çünkü bu sonuncu kızın okul çağı, Rahmi Dedenin ölümünden sonraya denk gelmiş. İlk kocadan olan oğul, elbette okula gönderilmiş ve yörede yaşayan Ermeni ustalardan birinin yanında marangozluk öğrenmiş. 

1999 Marmara depremi sonrası her an yıkılma tehlikesi olan annemin evindeki eşyaları, kardeşimle birlikte bir arkadaşımın evinin deposuna taşıdık. O aceleyle bizce gerekli olmayan şeyleri evde bıraktık. 

Annemiz yıllar yılı emek verdiği evini son bir kez görmek istedi. Ne yaptıksa vazgeçiremedik, onu eve götürmek zorunda kaldık. Evde bıraktıklarımızdan tahta bavulu, tahta dikiş kutusunu ve iki de sopayı görünce bize kızgın kızgın baktı, bunları toplayıp aldı.

Sopaları yıllarca balkonunda çamaşır asarken kullanmıştı. Her yerde, her zaman bulunabilir şeylerdi. Dikiş kutusu, marangoz olan ağabeysinin annesi için yaptığı, anneannemin de anneme verdiği bir kutuydu. Tahta bavul ise marangoz ağabeysinin onun için özel olarak yaptığı bir bavuldu. 

Herkesin bavulunda bir şeyler vardır. Anneminkinde de büyük olasılıkla 16 yaşında evlendirilmiş, 17 yaşında anne olmuş bir kız çocuğunun, çoğunlukla çileli, yaşamı…

Annem, son zamanlarında birçok şeyi, benim adımı bile unuttu ama çocukluğunda yaşadığı şu olayı neredeyse son nefesine kadar anımsadı:

Ağabeyi bir öğle yemeği için eve geldiğinde annemi “taze” su getirmesi için çeşmeye göndermiş. Sürekli gürül gürül akan çeşme, bir ilkokulun yanındaymış. Annem çeşmeye vardığında teneffüsteki öğrencileri seyre dalmış. Çocukları öyle büyük bir hayranlıkla izliyormuş ki testiyi de evde “taze” su bekleyen ağabeyini de unutmuş. Ancak teneffüs bitip öğrenciler bahçeyi terk edince aklı başına gelmiş, testiyi doldurup eve doğru yürümeye başlamış. Öğle tatili bittiği için işe gitmek üzere evden çıkan ağabeyi, geciktiği için kendisinden 15 yaş küçük kardeşi anneme, sokak ortasında, şiddetli bir tokat atmış. Bence annemin acısını unutamadığı asıl tokat, okula gönderilmeyişiydi. Ona okuma-yazmayı ben öğrettim.

Kendisi okula gidemediği için benim ilkokula gitmemi çok önemsedi; ama sıra ortaokula gelince, babam da beni ortaokula kaydettirmek konusunu ağırdan alınca annem beni, komşumuz terzi Nuriye Hanım Teyzenin yarına çırak vermek istedi. “Hem bana hem kendine elbiseler dikersin!” dedi. Ben babamı zorlayarak son gün ortaokula kaydolmayı başardım. Anneme de “Ben okuyayım, meslek sahibi olayım, sana en iyi terzilerden elbiseler diktireceğim.” demişim. Bunu anımsamıyordum, annem anımsattı. Vay canına, bu kadar büyük bir lafı nasıl etmişim? 


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Annemin Bavulu&rdquo için 1 yorum

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: