Güneybatı İngiltere’de hanımeli kokulu, hafif esintili harika bir yaz günü… Kampüste bir konferansa katılıyorum, sabah toplantısından sonra akşam geri dönmek üzere ayrılacakken bir yıldır görmediğim bir arkadaşımı görüyorum. Konferans için gelmiş, aslında İtalya’da yaşıyor. Beş, on dakika konferans salonunda sohbetten sonra çıkıp yürümeye karar veriyoruz. Yaz olduğu için kampüsteki kafelerin çoğu kapalı, yürüyüşümüz uzuyor, ama şikâyetçi değiliz. Hava güzel, kampüs muhteşem. Yukarı doğru tırmandıkça kampüs ağaçları katman katman şehre doğru uzanmış kadife gibi. Gökyüzü masmavi.
Arkadaşım “Yaz için plan var mı? Memlekete gidecek misin?” diye soruyor (İngilizce konuşuyoruz, çünkü ne o Türkçe biliyor ne de ben İtalyanca).
“Evet Ağustos’ta gideceğim muhtemelen.” diyorum.
Egeli olduğumu biliyor, “Harikadır şimdi oralar.” diyor.
Gülümsüyorum “Evet.” diyorum.
“Bu havayı yazdan saymıyorsundur sen, sıcağı seversin değil mi? Plajda olmak lazım şimdi.” diyor.
“Son yıllarda: hayır… Buranın serin yazını tercih ediyorum.” diyorum. Bu sırada tepeye tırmanmakta olduğumuz için kalbim çıkacak gibi atıyor. “Son yıllarda çok kilo aldım, özellikle pandemiyle. Plaj zor geliyor.” diyorum. Aslında daha açıklayıcı söyleyebilirdim belki ama tepeye tırmanma hali, İngilizce konuşuyor olmakla birleşince böyle çıkıyor ağzımdan.
Arkadaşım benden on, on beş yaş genç, zehir gibi zeki denilen türden ve çok çalışkan bir genç kadın. Ama hemen yanlış anlıyor söylediğimi. Gerçi öyle anlaması da normal belki, çünkü kadınlar bedenleri ile ilgili bir şey söylediklerinde hep görünüşten söz ettikleri sanılıyor.
“Her vücut plajın tadını çıkarabilir! Harikasın sen.” diyor.
“Evet evet kesinlikle. O anlamda demedim. Ben sağlık nedeniyle sıcakta zorlanıyorum bu sıra. Çünkü kalbimde doğuştan basit bir anomali var, ondan mı bilmiyorum ama kilo aldıktan sonra ağrılarım olmaya, sıcakta zor yürümeye başladım.” diyorum.
Anlıyorum aslında arkadaşım destek derdinde, ama baştan sorunumun görüntü olduğunu düşünüyor. Oysa hiç öyle derdim yok, ben yine bikinimi rahatça giyip kilolu halimle de plajda olabilirim, bedenimi hep beğeniyorum.
Sorun ağır olduğum için, kalbim zorlandığı için sıcak havanın zor gelmesi… Ama kadın olunca bu ihtimal hiç akla gelmiyor. Hemen bedenimi büyük gördüğüm, görüntüden rahatsız olduğum sanılıyor. Bu nedenle fazla kilolarımdan söz ettiğim için rahatsız oluyorum, çünkü hem genel olarak çok karmaşık bir konu hem de az önceki gibi başka anlaşılmalara çok müsait. Keşke en başta başka türlü cevap verseydim, bu konuyu açmasaydım diyorum. Ama nasıl cevap verirdim, geçiştirme mi olurdu? Öylesine konuşuyordu belki havadan sudandı.
Konuyu kapatıp değiştirmek için “Ama pandemide on beş kilo almıştım, son bir yılda onunu verdim neyse ki. Bir on kilo daha verirsem yine rahat olurum sıcakta da. Zaten geçen yıla göre daha rahat yürümeye başladım.” diyorum.
Hemen ardından karşımızdaki cafeyi işaret ediyorum “İşte burası. Şimdi buradan manzara iyice muhteşem.” diyorum. Arkamızı dönüyoruz; tarihi binalarla dolu muhteşem şehir uzakta masal gibi, yeşil kadifelere sarılmış, etraf hanımeli kokuyor. Önce şehre sonra birbirimize bakıp gülümsüyoruz.
Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansıile lisanslanmıştır.
“Plaj Bedeni&rdquo için 1 yorum