Zaman su gibi. Zaman akıyor. Aslında her şey akıyor, her şey süreç. Alışkanlıklarımız da bir sürü karmaşık sürecin etkileşimi ile oluşuyor.
Önemli şeylerin ne zaman olduğunu, hatta bazen de ne kadar sürdüğünü not etme gibi bir huyum var. Hatta bazen pek de önemli olmayan şeyleri de not ediyorum. Neyi ne zaman aldığımı, nereye ne zaman gittiğimi.… Yıllarca biyoloji laboratuvarlarında çalışmış olmamın bu huyumun şekillenmesinde önemli etkisi var, tabii hayatımdaki birçok başka sürecin de… Bu süreçlerden belirgin bir tanesi dedemin zamana olan dikkati…
İlkokul birinci sınıfa yeni başlamıştım, ilk haftanın günlerinden biri. O gün annem ya da babam değil, anneannem okuldan alıyor beni. Öyle sevinçli ki. Siyah okul önlüğüme bakıyor, beyaz dantel yakamı, saçımdaki beyaz kurdeleleri düzeltiyor. Gün boyu dağılmış olan iki kuyruk saçım derli toplu hale geliyor, sabahki gibi oluyor yine.
Elini uzatıyor, öpüyorum. Sonra yanaklarımdan öpüyor. “Okula başladın, dedene gidelim onun da elini öp.” diyor. İlk defa (ve tek bir defalığına) dedemin iş yerine gidiyorum, okuluma yürüme mesafesinde tren istasyonunun hemen yakınına, küçük bir kulübeye.
Anneannemle biraz acele içinde yürüyoruz. Tahminim dedem tam “Şu saatte, dakikada gelin.” demiştir. O yıllarda o istasyondaki geçişler yoğun olmasa bile, saatler yine de çok önemli. Bizimle görüşeceği beş dakikasını planlamıştır. Normalde de iş sırasında görüşmezdi eminim, ama o gün okula başladım diye bir defalık, çok dikkatli bir istisna.
Dedemin de elini öpüyorum. Gülümsüyor, harçlık ve çikolata veriyor bana. “Hayırlısı olsun okulun.” diyor. Anneannemle hemen ayrılıyoruz kulübeden. Odasını hayal meyal hatırlıyorum. Gözüme saatleri ilişiyor. Masanın üstünde iki ayrı saat yan yana. Ayrıca da cep saati var, bizimle konuşurken elinde tutuyor. Dedem, tantancı. Birden çok saati var, trenlerin geliş zamanlarını iyi bilir, zamanın nasıl aktığını çok iyi izler…
Tantancı: Eskiden tren araba yoluna gelmeden önce araba geçişini durdurmak için tantanları indiren ve tren geçtikten sonra da kaldıran ya da bu düzenek otomatik olduktan sonra onun kontrolünü yapan demiryolları görevlisidir. Ben kelimeyi “tamtamcı” olarak hatırlıyorum, ama bazı bölgelerde aynı mesleğin adı “çançancılık” olarak da geçiyor.
Fotoğraf: Dedemle saatlerle ilgili sohbet ettiğimiz bir gün onun saatlerinden birini denemiştim. Öyle güzeldi ki fotoğrafını çekmişim.
Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
“Dedemin Saatleri&rdquo için 1 yorum