1980'ler

Saliha Abla

Evimizin ikinci katının penceresine kadar ulaşmıştı o sene kar. Doğrudan pencereden dışarıya çıkabilirdik. Ama çıkmıyorduk. Çünkü dışarıya pencereden çıkılmayacağını herkes bilirdi. Kar yolları, evleri, pencereleri ve dış dünyayla olan bütün iletişimimizi kapatmıştı. Şehir merkezine seksen kilometre olan yolu bir günde gidiyordu büyük otobüsler. Çığ geldiği zamanlardaysa günlerce kapalı kalıyordu yollar. Başka şehirlerde yaşayan akrabalarımızı kışın hiç göremezdik. Akrabalarımızdan öteydi o yüzden komşularımız. Ama bazı komşularımız birbirini düşmandan beter görürdü. İki komşumuz arasında sebebini herkesin unuttuğu bir küslük vardı. Birinin yanında diğerinin adını geçirmeye korkardık.

Kışın evlerde soba etrafında toplandığımız komşularla, yaz gelince bahçede semaver etrafında toplanırdık. Mukaddes Teyze genelde ortanca kızıyla bizim bahçeye gelirdi. Büyük kızı Saliha Abla ise bize pek gelmezdi. Kimseye gitmezdi kolay kolay. Evde kalıp ev işlerini yapardı. Annesi olmadan dışarıya çıkmasına müsaade de yoktu. O gün geldiklerinde çayın yanında patates salatası yapmıştı ablam. Annem, “Saliha çok sever patates salatasını, çağıralım o da gelsin.” dedi. Çayından bir yudum alan Mukaddes Teyze “Hiç ısrar etme, huyunu biliyorsun, gelmez.” dedi. Ama annem onu hiç dinlemeden, kenarda evcilik oynayan bana döndü: “Hadi git bir koşu Saliha ablanı çağır, annem ant verdi, gelsin dedi de.” Ben o arada terliğimin tekini ayağıma geçirip diğerini de iki adım sonra yakalamıştım ki Mukaddes Teyze “Gelmez diyorum sizeee, gelmeeez… Boşuna gönderme kızı!” dedi.

Evlerimizin duvarları bitişikti, köşeyi döner dönmez onların bahçesinin çiti başlıyordu. Bahçenin kapısını daha açmadan bağırmaya başladım.

-Salihaaaa Ablaaaa, Saliha Ablaaaa… Ablam patates salatası yaptı!

Bahçeye girdiğimde Saliha Abla bahçenin arka kısmında, sokağa açılan kapının yakınında, yüzü kapıya dönük, büyük bir taşın üstünde oturuyordu. Benim bağırmama karşın o çok sakindi. Vücudunun tamamını dönmeyip sadece başını çevirerek baktı. Sesim aniden küçüldü.

-Annem seni çağırıyor, patates salatası var, Saliha sever gelsin diyor.

Saliha Ablanın gözünden yaş süzüldü. Uzun uzun baktı bana. “Selam söyle herkese, ben gelmeyecem.” dedi. Saliha Abla bir garipti. Sanki bir şey daha diyecek gibiydi. Bekledim, ama demedi. “Tamam.” deyip bizim bahçeye geçtim. “Saliha Abla gelmeyecekmiş.” dedim. Gelmedi de.

O günden sonra bir daha o bahçeye, o eve, o aileye gelmedi; gelemedi. O bahçede, o evde, o sülalede bir daha adı dahi geçmedi. İsmini yasakladılar. “Kocaya kaçmış!” dediler ardından. O düşman gibi gördükleri komşuya kaçmış, ben o gün gördüm Saliha Ablayı, hiç kaçar gibi değildi. Öylece duruyordu o taşın üstünde.


Ana görüntü kaynak

Creative Commons Lisansı

Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Saliha Abla&rdquo için 1 yorum

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: