Güvelerin Tanrısı
Yaz günü, fındıklıkla odunluk arası kuytu ve gölge, görülmez sınırda, büyüklerin gözünden uzakta ama sesine yakınız. Burası küçükler için serbestOkumaya devam edin
Yaz günü, fındıklıkla odunluk arası kuytu ve gölge, görülmez sınırda, büyüklerin gözünden uzakta ama sesine yakınız. Burası küçükler için serbestOkumaya devam edin
Babaannem elini neye atsa onu bereketlendirir, iyileştirirdi. Turşusu mesela… Mahalle sınırlarını aşıp şehre, şehir sınırlarını aşıp şehirlerarası bir üne sahipOkumaya devam edin
Çocukken miras konusu kafama çok takılmış. Konuşulduğundan değil ama belli ki bir filmde görmüşüm. Kafama takılmış. Anneme gidip gelip “BanaOkumaya devam edin
Bir anıyı yazmaya nasıl başlanır bilmiyorum. Üstelik anınız bir kar tanesi gibi eriyip gitmişse zihninizden ve o anıyı size birOkumaya devam edin
1989 yazı. Dünyanın en keyifli rakı içen adamı amcam Müslüman olduğunu hatırlamış ve Umre’ye gitmeye karar vermiş. Pastanemizi babamla ortakOkumaya devam edin
Beyaz bir arabanın bagajına eşyalarımı yüklüyorduk. Bavullar vardı, kitapların olduğu koliler, mektuplarla dolu daha küçük kutular, annemin “Sakın bırakma oralarda.”Okumaya devam edin
Beş-altı yaşlarımdayım. Bahçesinde gül ağaçları, meyve ağaçları olan müstakil bir ev olarak hatırlıyorum teyzemin evini. İstanbul’da Türkistan mahallesi diye birOkumaya devam edin
Lisedeyim. Okul sonralarımı, Atlas Pasajındaki çizgi roman ve plâkçılarda geçirmeye özen gösteriyorum. Pasajda ikinci el giysiler satan bir dükkân var,Okumaya devam edin
Altı, yedi yaşlarındayım ve çok âşığım Şenol’a. Dayımların arkadaşı, minibüsçü Şenol. “Bizim Şenol.” “Piç Şenol.” Daha önce hiç böyle birOkumaya devam edin
Babaannem kısa saç sever. Sürekli kısa saçın ne kadar iyi ve kullanışlı olduğunu söyler durur. Küçükken onun yüzünden hep kısaydıOkumaya devam edin