2000+

Devlet Dairesinde

Müziğine çok saygı duyduğum, az konuşan, keskin zekâlı müzisyen arkadaşım beni gündüz vakti, normal hattan Berlin’den arıyor. Bense araba ile birini almaya gelmişim, sonra bir başkasını da alacağız; planımız var. Bu adam beni niye arar -konu müzik mi?” diye bir anlık heyecan yapmışken, iş çok farklı çıkıyor.

Adamın bir Alman arkadaşı, benim yaşadığım yerde bir evin sahibi. Bütün Avrupa yaşlılarının korktuğu Putin kışı (enerji krizleri) gelirken, birçok yaşıtı gibi -olasılıkla- kışı Türkiye’de geçirme planı var. Alman karakteri ile Türkiye’ye gelmeden işleri sağlama almak istiyor, ben de bu planın sonuna tesadüfen eklenen kişiyim. Yani bir iki devlet dairesine bir şeyler sormam, onlara yardım etmem rica ediliyor.

Rica başta basit geliyor, “merak etme”lerle telefonu kapıyoruz ama hasta olunca konu bir hafta ileri atıyor. Sonra bir gün ocakta yemek yaparken “Aaa, bana devlet kapısı çıkmıştı!” diye tahta kaşığı tabağa, altı kısılan yemeği kocaya emanet edip nüfus işleri müdürlüğüne gidiyorum.

Adı müdürlük ama müdür yok. Bu sene bir kez uğramıştık. Sürekli tayin peşinde bir adet memur bu dairede çalışıyor. Bahçe içindeki dairenin çevresinde ve içinde hep “randevu” hatırlatması yapılıyor, ben de okudukça kendimi daha bir kötü hissediyorum. Gittiğim gün, şansıma dairenin dijital sistemi kilitlenmiş. İnsanlara işlem yapılamamış. Bahçede beklerken içeride işlemi yapılan bir vatandaş ve sıra bekleyen iki kadın var. Ben üçüncü kişi oluyorum.

İşler uzun sürüyor.

45 dakika kadar bekliyorum. Dışarıda bu iki kadınla sohbet ediyoruz. Bir kadın, diğerine yardım için gelmiş. Yardım edilecek kadın çok güler yüzlü ama çok ürkek. Bir gariplik var. Sıradan, havadan ve sudan konuşurken bana çok garipmiş gibi “Evlisiniz.” diyor, demek değil de aslında soruyor. O kadar ürkek ki, neden bilmem ben de “Küçük gösteriyorum ama küçük değilim.” diyorum. Nasıl bir açıklama ise. Yaşımı merak ediyor, söylüyorum.

Daha gölge ve serin geldiğinden içeri geçiyoruz. Kadınlara sıra gelince, her yanı açık dairede, bu kısa boylu, hep gülen ve hep ürken kadının kocasından boşandığı, çocuğunun velayetini henüz üstüne alamadığı, burada geçici ikâmet göstermek istediği bilgileri ortaya dökülüyor. Memur, yardımcı kadına ve bu kadına elinden gelen tüm desteği göstermeye çalışıyor.

Arada işlem yaptığı yaşlı bir amcaya, tayin baktığı şehirde “site içinde ısıtmalı” evin kirasının 3.250 TL olduğunu söylüyor. Yeni memur lafları da geçiyor. Anlıyorum ki o tayin gerçekleşmiş ve bu memur uzun uzun beklenen tayinden sonra, henüz gitmediği yeni şehrin, henüz oturmadığı evinin kirasıyla, ısıtmasıyla, sitesiyle gurur duymaya başlamış bile.

Neden sonra memur bana soruyor işlemimi. Benden başka içeride üç yeni kişi var. Hepsi randevulu. Okları üstüme sonradan çekmemek için, soru sormak için geldiğimi, randevum olmadığını peşinen söylüyorum. Memur çok kısa bir açıklama ile beni o konuda yönlendiriyor. Madem soru soracaktım, neden bu kadar beklediğimi söylüyor. Merhametini bu şekilde gösteriyor. Benden basit bir cevap alıyor: “Ama sıra var!”

Daire çıkışı bu iki kadınla karşılaşıyorum.
Birbirimize her şeyin hayırlısını diliyoruz.
Putin mağduru yaşlı Alman’a şimdilik bir faydam dokunmuyor.
Ancak falımda çıkan devlet kapısına gitmiş oluyorum.


Görüntü: Grant Wood, 1940.

Creative Commons Lisansı

Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansıile lisanslanmıştır.

Devlet Dairesinde&rdquo için 3 yorum

  1. merakla okudum . Devlet dairesinde karşılaşılandan daha yumuşak bir ilişki aktarılmış. memura göre değişir elbette . hep “bu gün git yarın gel” denmeyecek ,farklı ilişkileri konu eden bir yazı . İnsanı meraklandıran eee sonra ne oldu. ? dedirten bir yazı olduğunu düşündüm.

  2. Aygül Ergün

    bir solukta okudum. içindeymiş gibiydim. kaleminize sağlık.

  3. Umut Aktaylı

    Çok severek okudum, yeni yazılarınızı dört gözle bekliyorum.

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: