2000+

10 Dakika

07.24

07.30

07.38

07.45

07.52

10 ay önce hayatıma girdi bu dakikalar. 10 aydır haftanın 5 günü uyanışım, giyinişim, üstüme geçirdiğim kıyafetin ütüsü, yüzümü yıkayışım, kahvaltım, kahvem ve evden çıktıktan sonraki yürüme hızım bu dakikalara bağlı ilerliyor.

Pazartesi günü nöbet günüm, 8.00’de okulda olmam gerekiyor, 7.24’te Söğütlüçeşme’ye gelen 10 vagonlu trenin sayın yolcusu olmam gerekiyor ki işe geç kalmayayım. Diğer dört gün ise en geç 07.52’de binebilirim. Bu tren beni son dakika derse yetiştiren tren… Bunu kaçırmak sarı çizgiyi geçmek gibi bir şey… Bunu kaçırmak “Kendini de evde unutsaydın.” gibi bir şey… Bunu kaçırmak 27 çocuğun sınıfta 10 dakika yalnız kalması… Bunu kaçırmak hep bir ağızdan sorulacak “Öğretmenim neden geç kaldınız?” sorusu… Bunu kaçırmak ilk dersin üçte biri…

Trene yetişmeye çalışmak da bunların hepsini başa sara sara düşünerek hızlı adımlarla istasyona doğru yürümek. Fırıncı’nın köşesine vardığımda 10 dakikam kalmışsa “Oh yetiştim!” rahatlığı yaşamaya hak kazanıyorum. 10 dakikam kaldığında Fırıncı’ya uzaklığım ne kadar çoksa stresim o kadar fazla oluyor.

Yetişemeyeceğim! İnince martı bulabilir miyim? Bulamayabilirim. Taksi? Onu hiç bulamam. Yetişmek zorundayım, hızlan!

Tamam, adımlarının hızını düşürme, yapabilirsin. 10 dakikan var, koskoca bir teneffüs süresi! Teneffüste dışarı çıkıp sigara içip gelmeye yetiyor bu zaman. Ya da üst kata çıkıyorsun, çay ocağında okul çalışanlarıyla selamlaşıp çayını alıp öğretmenler odasına gidiyorsun. Bir sürü konu konuşuluyor, sen çayının biraz soğumasını bekliyorsun. Bazen muhabbet sarmıyor, evrak imzalayıp duruyorsun. Çay hâlâ çok sıcaksa lavaboya gidip geliyorsun. Çayından içiyor hatta yeri geliyor yanında bir şey yiyorsun. Yanındakilere ikram ediyorsun. İşte tam bu kadar vaktin var, yetişirsin!

Bu son tren yetişmek zorundasın, durma, duraksama. Kulaklıktan hareketli bir şarkının sesi geliyor, bu işini kolaylaştırır. Bir teneffüste buradan oraya gidemeyecek misin? Gidersin. Bak alt geçide geldin bile, çok az kaldı. Dükkânların hepsi kapalı, bir tuhaf görünüyor böyle. Evet, kara göründü. Kulaklığı indir, anons yapılırsa duy. Yürürken çantanın ön gözünü aç, cüzdanını çıkar, içinden kartını… Cüzdan çantaya, fermuarı çek. Boş turnike, di-dit sesi, anons… 10 vagonlu trenimiz… Bizim trenimiz, bizim! Yürüyen merdivenden hızlı adımlarla çık, açık kapıdan içeri dal. Oh! Teneffüs bitti, trendesin.

07.52 treninden bir sonraki tren kaçta geliyor, bilmiyorum.


Görsel: Banu Akkalkan

Creative Commons Lisansı

Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansıile lisanslanmıştır.

10 Dakika&rdquo için 1 yorum

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: