2000+

Evimde Biri Var

Evimde biri var, evimdeki birinden kaçmaya çalışıyorum. Temmuzun ortası, yan binayı yıkıyorlar. Evden çıkmaya yeltenemediğimiz bir sıcak. Ben öğrenciyim; o işssiz, depresyonda.

Tırrrr…. Yan binayı yıkıyorlar. Temmuz sıcağına bitmeyen bir inşaat sesi eşlik ediyor.

“Esmiyoğh, esmiyoğh….”
“Basıyooooğh, basıyoooğh!”

Sonunda onu güldürmeyi başarıyorum. Görev bilmişim güldürmeyi. Fakat kısa sürüyor, ardından duvara bakan boş bakışlar başlıyor yine. Bir şaka daha deniyorum, yok ı ıh işlemiyor.

Evimin duvarlarında kendi çektiğim fotoğraflar asılı. Öyle çok ahım şahım değiller, biliyorum. -Ya da bilmiyorum, ne demek ki ahım şahım fotoğraf?- Ama ben çektim onları. Bastırdım, çocuk gibi el işi yaptım sonra. Renkli şekilli kartonlar kestim, pozlarımı üzerlerine yapıştırdım, birbirine ekledim, bir şeyler yaptım kendimce. Bir şeyler işte…

Evimdeki biri grafikçi bir oğlan, bakıyor bakıyor gülüyor onlara. “Ne bunlar?” diyor. “Fesupanallah.” diyorum içimden, neyse diyorum gülsün. Gülsün de daha fazla bakmasın duvarlarıma bomboş gözlerle.

Duvarlar yakınlaşıyor o baktıkça; ev küçülüyor küçülüyor, ufacık kalıyor. Bu evden bir çıkışımız yok gibi geliyor, iyiden iyiye ufacık kalıp hapsedecek bizi içine.

Ben yemek yapıyorum, bulaşık yıkıyorum, ödevlerimi yazıyorum, onu yetenekli olduğuna ikna etmeye çalışıyorum; o duvarlara bakıyor, yazdıklarımla ilgilenmiyor, ne kadar yetenekli olduğunu uzun uzun tarif edeyim istiyor. Kendimi market bahanesiyle dışarılara atıyorum.

Bu sırada evimde adeta tanımadığım bir erkek, depresyonunu yaşıyor.
Arada iyiden iyiye kafayı kırıp Yeditepe İstanbul Yusuf gibi “Mahallenin romanını yazacağım göreceksin, göreceksiniz!” diye naralar atıyor.

“Yenicem ulan seni İstanbul” noktasına ne zaman varıcaz, yoksa her şeyden pes edip sahil beldelerine yerleşmeye mi yeltenecek kestiremiyorum.
Bomboş gözlerle duvarlara bakması mı daha korkunç, kafayı kırması mı kestiremiyorum.

Her koşulda benim bu hikâyedeki yerimin “yaparsın aslanım”dan öteye geçemeyişinin farkındayım. Zaten ben de bulaşık yıkayıp onu güldürmeye çalışıyorum.

Yaz okulundan alabileceğim maksimum ders sayısını almamın, çift ana dalımı uzatmadan bitirmeye çalışmamın, tez konumu kararlaştırma çabamın dışındaki zamanımda, uykumdan azaltıp görev bildiğim bir iş bu.

Bir nefeslik çıktığım yürüyüşte bunları düşünüyorum, köşedeki banka oturuyorum, annemler yazlıkta o sıra. Benim 30 Temmuz’da bitiyor yaz okulu sınavlarım. Arıyorum annemi, “N’apıyorsunuz bakayım.” diyorum, “Enişteler orada mı?”

Eniştem de tam bir bela, bahane edebileceği bir depresyonu bile yok üstelik. O meşhur tıkanan su sebilini boşaltma operasyonu aklıma geliyor -geliyor dediğime bakmayın aklımdan hiç çıkmıyor o sahne.-  Açık kalp ameliyatına girmişçesine etrafa yağdırdığı komutlar:

“Bezi getirin!”

“Kova, kova, kova!”

“Bilmem ne! Hadi hadi, bilmem ne’yi versene çabuk!”

Bu sefer içinden “Fesupanallah” çeken teyzem…

“Yok” diyor annem, “Teyzen var sadece.” “Hah!” diyorum, “Geliyorum öyleyse.”

1 Ağustos’a bilet alıyorum. Bu sefer küçülen evime gönül rahatlığıyla yollanıyorum. Bulaşıkları yıkamıyorum.


Görsel: Banu Akkalkan

Creative Commons Lisansı

Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansıile lisanslanmıştır.

Evimde Biri Var&rdquo için 1 yorum

  1. Hatice

    Kalemine eline sağlık Cemre’ciğim.Yazını çok beğendim. Allah hiç bir kadını o durumda bırakmasın.AMİN

Bir Cevap Yazın

Şenlik sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et