1990'lar

Bir Kişi Alır mısınız?

“Taksim bir kişi alır mısınız?”

Ne biçim bir cümle. Bari Taksim için veya Taksim’e deseydi.

“Bir kişi de buradan alır mısınız?”
“Şuradan bir kişi uzatır mısınız?”

Bana diyormuş. Kapıya yakın olsun diye orta sıraya oturdum, yolcularla şoför arasında para alıp vermek görevi başıma kaldı. Arkada oturan kadına yan gözle baktım, bir kişilik para vermiş ve “Şuradan bir kişi alır mısınız?” diyor. Ah keşke halam yanımda olsaydı, nasıl da kibar kibar benzetirdi kadını.

“Hanımefendiciğim, bir kişi uzatmak ne demek efendim? Hangi kişiyi uzatalım? Ah, afedersiniz, yanlış anlamışım. Parayı şoför beye vermemizi istemişsiniz. Sekiz Lira verdiniz, buradan Taksim’e sekiz liraya götürüyorlar. Bir kişi demenize hiç lüzum yoktu hanımefendi. Çünkü sekiz liraya zaten iki yolcuyu götüremezler. Yeğenim paranızı şoför beye hemen iletiyor. İyi yolculuklar efendim.”

Halamın ne zaman ciddi olduğunu, ne zaman dalga geçtiğini ben bile anlayamıyorum.

Bir kişi para verdi mi bütün yolcular harekete geçer. Herkes bir telaş çantasından, cüzdanından, cebinden para çıkarır. İşte yedi yolcudan para yağıyor. Sürü psikolojisi! Ben onlara uymayacağım. Herkesten sonra vereceğim, en azından on dakika sonra.

Trafik feci. Dolmuştaki müzik sinir bozucu. Şoför burnundan soluyor. Yanımdaki kız turuncu ojeler sürmüş, kocaman küpeler takmış, sol bileğinde bir sürü bilezik. Cam kenarındaki adam öyle bir yayılmış ki neredeyse iki kişilik yer kaplamış.

Git git bitmiyor. Daha doğrusu gidemiyoruz ki bitsin! Sağımızdaki arabayı kullanan kadın güneşlikteki aynaya bakarak ruj sürüyor. Kıpkırmızı bir ruj; ojeleriyle aynı renk, tişörtünden bir ton koyu. Yanındaki adam da onu seyrediyor.

Çevremizdeki arabaların birçoğu gri. Saat 07:47. Demek ki işe geç kalmadım. Nasıl oyalansam? Aklıma yoldaki gri arabaları saymak geldi. Otuz saniyede on iki gri araba. Biraz ilerledikten sonra tekrar denedim, bu sefer otuz saniyede dokuz gri araba. Nedir bu gri araba merakı? Alıcıların tercihi mi? Otomobil fabrikaları gri arabaları daha mı kolay pazarlıyor? Gri boya daha mı ucuz? Karar verdim, bir gün araba alırsam asla gri olmayacak. Siyah ya da beyaz da istemem, mavi olabilir. Hatta metalik mavi, kuzeniminki gibi.

Şoför zınk diye durdu, otomatik kapı açıldı. Aaa, Taksim’e gelmişiz. Tam inmek üzere kıpırdandım, şoför baykuş gibi başını yüz seksen derece döndürerek:
“Siz ödemediniz.” dedi.

Adam haklı. Sürü psikolojisine uymayayım, benden önce  herkes ödesin diye düşünmüştüm, aklımdan çıkmış. Öyle utandım ki! Apar topar cüzdanımı çantamdan çıkardım.
“Çok özür dilerim. Unutmuşum. Buyrun.”

Şoför, biz bu numaraları yutmayız bakışıyla, “Hep öyle derler.” dedi. Paramı vitesin yanındaki kutuya attı.

Süklüm püklüm indim. O gün bugündür, dolmuşa biner binmez paramı öderim. Sürü beni takip etsin.


Creative Commons Lisansı

Bu eser Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Bir Kişi Alır mısınız?&rdquo için 3 yorum

  1. Sezer Külekçi

    Harika bir yazı. Tebrikler Sedef Turan💐

  2. Tugba Kayhan

    süper tespitler, kalemine sağlık…

  3. Seda Aydemir

    Bayıldim

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: