Bir araya gelince kuvvet buluyoruz, tek tek yenilsek de çoklukta ayağa kalkıyoruz: değişip öğrenmek, kendinden başkasına gözünü çevirmek, eğilip bükülürken yeni yollar keşfedip ara sokaklardan denize inmek.
İnsan dünyayı kendinden menkul saymaktan vazgeçtiğinde, diğerini de hesaba kattığında kendi alanını daralmış sanıp biraz huysuzlanıyor, ama günün sonunda aslında hafiflediğini daha da genişlediğini fark ediyor: içine alarak, arkada bırakmadan yola devam etmek, sınırlarını kırarak, kendini de şeffaf kılarak yürümek.
8 Martlarımız böyle artık, şeffaf pankartlar gibi. Eskiden olmayan bir pankart türü bu. Arkası görünen bir bezin üstüne yazdığın yazı, geride duranları da gösteriyor, ne güzel! Onu sen yazdın diye senin değil yani, oraya gelen, arkasında duran herkesin. Harfler sert ve geçilmez değil, okunaklı, derenin dibini gösteren berrak su gibi. Misal birinin üstünde “Ayaktayız!” yazıyor, arkasında ayakta duranlar görünüyor: Orada yazılanlar diğerini de içine almayı vadederek geliyor meydana, rüzgârda sallanırken uçuşuyor üzerimizden.
Bu başka bir boyut, başka bir bakış, başka bir sahiplenme hali. Bu halimizle bedenimizin, emeğimizin, kimliğimizin bize dayatılan sınırlarını genişleterek kutluyoruz 8 Mart’ı. Artık kudret bulduğumuz yer, iç içe geçtiğimiz renklerde. Gökkuşağını terk etmeden, bir kişiyi bile arkada bırakmadan hep beraber yürüyoruz çünkü.
Bu bir şenlik değil de nedir?
Ana görüntü Adan‘a ait.
“8 Mart Kutlu Olsun!&rdquo için 1 yorum